"Aranıyor... İş güç sahibi, para kazanan, işçi çalıştıran, evi, arabası olan, 300 bin işveren ortadan kaybolmuştur. Kendilerini görenlerin, yerlerini bilenlerin, insaniyet namına Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a bildirmeleri rica olunur." Sayın okurum... Yukarıdaki ilan hayalidir ama rakamda hiç abartma yoktur. Doğrudur. Gerçekten de 300 bin patron izini kaybettirmiştir. Kendileri tüm aramalara rağmen bulunamamaktadır. Oysa onlar belki de bize çok yakınlar. Belki komşuyuz. Belki de onların ürettiği malları alıyoruz. Kimbilir, belki de onların işyerinde çalışıyoruz. "Bu kadar patronun kayıp olduğu nereden belli?" diye soracak olursanız, nereden olacak DİE verilerinden. DİE'nin son işgücü araştırmasına göre, Türkiye'de her 100 kişiden 51'i kayıtdışı. Bunların kimi işçi, kimi çiftçi, kimi de esnaf ve tüccar. Kimi ise patron. Bunların işi var, gücü var. Para kazanıyorlar. Ama kayıtları yok. Kayıtları olmadığı için de vergi vermiyorlar. Bu kayıtsızlardan 300 bini, işveren statüsünde. Bu arada, kendi hesabına çalışan 3.5 milyon esnaf ve tüccarın da kaydı yok. Bunlar para kazanıyor ama Maliye'ye beş kuruş koklatmıyor. Tabii vergi kaçıranlar sadece onlar değil. Bir de kayıtlı olup da kaçıranlar var. Maliye Bakanlığı bu konuda bir araştırma yaptırmış. O araştırmada görülmüş ki, beyan edilen her 1 milyar liralık gelire karşılık, 300 milyon liralık gelir gizleniyor. Şirketlerde bile bu durum değişmiyor. Tüm bunları yazmamın nedeni, son vergi indirimleri. Biliyorsunuz, Gelir Vergisi oranları 5, Kurumlar Vergisi oranları da 10 puan indirildi. İndirimler yapılırken Maliye Bakanımız dedi ki: - İndirimden doğan vergi kayıplarını, kayıtdışının üzerine giderek kapatacağız. Vergi kaydı olmayanları, mükellef yapacağız. Umarım dediğini uygular. Hiç vergi vermeyen yaban kazlarını yakalar. 300 bin yaban kazından, doğrusu çok iyi et ve yumurta alınır hani!
***
Sadettin Tantan'ı da isyan ettiren 'adalet yarası' can yakıyor
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, bir zamanlar tanınmış bir emniyet müdürüydü. Daha sonra İçişleri Bakanı oldu. Onun bakanlığı sırasında, Adnan Hoca herkesin başına bela olmuştu. İddialara göre, kimine iftira atıyor, kimini de tehdit ediyordu. Tantan, Adnan Hoca'ya savaş açtı. Onun yargılanmasını sağladı. Sonuçta, Adnan Hoca ve onun müritleri hakkında çok sayıda dava açıldı. Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar, 18 yıl hapis istemiyle yargılanmaya başlandı. Ancak yargılanma süresi hiç bitmedi. Sonra zaman aşımına uğradığı için davalar düştü. Sonra? İşte sonrası, Sadettin Tantan'ı isyan ettirdi. Tantan, dün yaptığı açıklamada isyanını şöyle dile getirdi: - Adnan Hoca hakkında açılan tüm davalar düştü. Ancak onun benim hakkımda açtığı davalar hala sürüyor. Bu ne biçim adalet! Bu, adalet değil de tam bir "adalet yarası" olmalı. Ne yazık ki bu yara, yıllardır kapanmak yerine daha da büyüyor.
***
Televizyona nasıl çıkarsınız?
Diyelim ki, unutulmuş bir manken ya da artistsiniz. Ya da ününüz mum gibi sönüyor. Yeniden gündeme gelmek için çare arıyorsunuz. Televizyonlara çıkmak istiyorsunuz. Bunun formülü çok basit. Şunları yapın yeter: - "Eşim çocuğumu kaçırdı" diye kanal kanal gezip ağlayın. - "Sevgilim bana dayak attı" deyin. - Bir mayfa babası ile basılın. - Evliyseniz derhal boşanın. - Sevgiliniz varken başka biriyle yakalanın. - El altından uygunsuz fotoğraflarınızı dağıtın. - Ünlü birine ağza alınmayacak hakaretler edin.
DİPNOT * Otomotiv sanayi, 7.9 milyar dolarlık ihracatına karşılık 8.2 milyar dolar da ithalat yapıyor.