Ben ne meyhaneler gördüm, ama şimdi hiç yoklar.. O yüzden artık ne kapatılmaları, ne içki yasaklarına uğramaları ve dahi ne de şehir dışına, kırmızı noktalı bölgelere taşınmaları gibi bir tehlike yok onlar için.. Meyhanelere kerhane muamelesi çeken kafalara, benden selam olsun.. O meyhaneler varlar, ama yoklar.. Örneğin Kumkapı'yı anımsadığımda, gelir aklıma takılır oranın mekanları.. Çamur Şevket'ler.. Kör Agop'lar, Yorgo'lar.. Kardeş'ler, Nihat'lar.. İçki erbabı kişiler bir zamanlar meyhaneye giderlerdi ama, önce meyhaneciye.. Şimdi oralarda ve çoğu içkihanede artık muhabbetin zerresi yok.. Gürültü patırtı, hır gür.. Eski meyhaneciler, Rum garsonlar tarih oldular.. Geçmişte o mahallerin çoğunluğunda, duvarlarda koca koca yazılar olurdu, "Hariçtengazelokumakyasaktır.." diye.. Şimdilerde meyhaneler, sadece hariçten gazel..
Sonmeyhanem.. Benim son meyhanem, Yeşilyurt'ta Beton Salih'in yeriydi.. İstasyonun tam karşısında, bahçe içinde bir yer.. Ve bir zamanlardı ki, Yeşilyurt'ta taksi durağı filan arama ama, 10-15 faytonu devamlı kuyrukta bir karoça istasyonu.. Ben evden meyhaneye faytonla; meyhaneden eve aynen.. Çoğunlukla dönüşlerde dizginler elimde, Vahşi Batı'nın bir posta sürücüsü keyifleriyle.. (Dahasonralarıtaksilergeldi..İşlerkesatlaştı..Faytoncularatlarınayem,arpa,saman,herneyseonualmakiçinparayıbulamazhaledüştüler..Vegeceleribeygirleriçözüp"yılkı"yabırakmayabaşladılar..Hayvanlar,kendiboğazlarınıkendileridoyursunlardiye..Atlarsabahlaradeğindaldıklarıbahçelerde,ağaçları,çiçekleriyemeyekoyuldularvesonlarıoldu..) Fayton devri bitti.. Sonra Beton Salih'i de kapı önüne koydular meyhanesinden.. Bir zamanlar dünyanın her milletinden insanların, kışın içinde, yazları bahçesinde meylendikleri, eğlendikleri o yerde, şimdi kocaman bir yapı var.. İçinde lahmacunlar, pizzalar, ayak üstü şıpın işi, çabuk, daha çabuk, en çabuk bir yaşam var.. Faytoncular taksici oldular..
BetonSalih.. Bu Beton Salih acayip bir ademoğluydu.. Son zamanlarda içki yasaklamaları filan gündeme gelince, yine aklıma o düştü.. Yafu ben o işin, meyhane patronluğunun erbabı çok kişi tanımıştım ama, bu Beton Salih acayip, bambaşka tür biriydi.. Günlerden bir gün, dış duvardaki üzerinde "BetonSalih" yazılı koca tabelayı değiştirme önerisinde bulunmuştum.. "Pekineyazacağıztabelaya?" diye sormuştu.. Anlatmıştım ki: "Yafuoğlumseninkarizmanvar..Şöylesesgetirecekbirşeyolsun..Yanihemtrenlegelenler,hemotobüslerlegeçenler,hemidefaytonlarlasefalaraçıkmışolanlargördüklerinde'Vaybe..'desinler.." - Tamamhaklısındaneyazdıralım? - Şöylekocaman,enşimşirharflerle"BetonSalih'inOrası"diyelim..Nasıl? Üç gün süreyle benim masaya hep meyhanenin en paspal, en ebleh garsonunu verdi..
***
Çok kendine özgü, dünya sonu bir meyhaneciydi bu Beton Salih.. İmdi dikkat isterim.. Meyhane kanunlarına göre, işyeri sahibi içkiye öyle pek aşırı bulaşmaz.. Hele semt meyhanesi ise ve gelenler hep tanıdık kişilerse, onları kollar.. İcabında içkiyi vaktinde keser, bayılıp ayılmalara dikkat eder, küfürkafire bağış tanımaz.. Masalardan masalara sarkmalara izin vermez.. Hep kaya gibi ayakta olması gerekir.. Gerektiğinde müşterisini evine bile teslim eder.. Eskilerde racon bu.. Ama dedim ya semt demhanelerinde.. Bu söylediklerim şimdi artık geçersiz.. Ne semt var günümüzde, ne de semt meyhaneleri.. Her şeyler çok karmakarışık.. Ve dönelim sadede.. Bu Beton Salih başka, bambaşka.. Salih her gece, ama her gece, müşterilerden önce ister "Matiz..", ister "Zom.." deyin öyle olduğundan, o müşterilerini kovalayacağına müşteriler onu kovalamakta, kollamakta.. Salih "komaprima" olduğunda, yani "leyla" hallere geldiğinde, kendi içmelerine boş verip Salih için teyakkuza geçilmekte.. Ehhh "Meyhaneci.." dediğin de içecek ama, koklarcasına.. Oysa Salih değişik.. Söyledim ya başlarda da, " Benöylesinihiçgörmedim.." diye.. Şimdi şöyle.. Her masada herkes kendine içmekte ya.. Salih gezmeye, hoş gelişler etmeye gittiği her masadaki herkeslerle birlikte, içmekte.. Bittabi masadaki içkiden.. Şöyle söyleyeyim.. Örneğin 4 eleman birer fırt aldığında, Salih her kişi, her misafir için birer taneden 4 tane yutmakta.. Ve gece saat 23.00'ü vurdu mu, Salih "dağlarkızıReyhan".. Müşterilerin Salih'e hizmeti o zaman başlıyor..
Destekliiçiş.. Eğer bir kıçlık bir yer bulup masaya iskandil atmışsa, "DüşmezkalkmazsadecebirAllah.." olduğundan ve dahi Salih oturduğu zaman fazla miktarda yere doğru, tepe üstü dikiliş yaptığından, yani düştüğünden ötürü, huyunu bilenler onu kaldırıp ayağa dikiyorlar, eline kadehini vererekten.. Bir iyice en müsait duvara dayıyorlar.. Etraf Salih'e mukayyet olduğundan, elde kadeh yere doğru tepe üstü hamlelendi mi, ya biri el atıyor, ya bir başkası koltuk çıkıp Salih'i yeniden emniyete alıyor.. Bizdeki içkici kısmı, çiçeklendikten sonra çene düşürür, sarhoş nağmelenmelerine başlar ya, toplatüfekle susturamazsın hani.. Salih, içtikten sonra mevta.. Dili hep kıçında.. Konuşmaya katiyen güç yetiştirdiği hiç yok.. Adamda tek laf arama.. Hayırsever kişilerin diktikleri duvar dibinde, elindeki kadehi yanlışlıkla ağzı yerine burnuna götürdüğünde, o zaman hep birlikte sesleniliyor: "Hooop!Aşağıyap..Birazsol..Aşağı..Birazsağ,tamam.." Salih, müşterilerin yardımıyla ağzını buluyor.. Herkesler kendi muhabbetlerinde ama, Salih'e dikkat devam.. Çünküm şundan ki, bu işin raconu "Sarhoşkısmısarhoşukollayacak.." .. - Ulandüşüyorbu! - Düşmez,tutarızevelallah! - Elleyipdengesinibozmayınpezevengin..Sağlamyerleştirdik.. - Yahubirişkembeçorbasıiçirtsek.. - Anam,babambunaişkembeiçirtmekten,sadeişkembeoldubaksana..
***
Yafu, bu içki yasağını ama öyle ama böyle ufaraktan-teferekten uygulamaya koyan AKP'li Belediye başkanlarından Allah razı olsun. Neler anımsatıyorlar bana, neler neler.. Yaptıkları iş hayırlara vesile olur inşallah..
Çişigelmek.. Ve Salih ağzını açıp, "Hunga-mıng-anang!" diye hırıldandığında, "Nededibu?" diye soranlara otoriteler cevap veriyorlar: "Çişigelmiş,amantuvalete.." Bu lafın muhatabı kimse, anında itirazda: "Yokabicim..Düngeceişemeyegötürdük,üstümüzeçişledi..Pantolontemizleyicide.." Salih, hayırsever birkaç kişi tarafından koltuklanıp götürülüyor işemeye sevabına.. Dönüşte yine duvara destekli, yine elinde doldurulmuş kadeh ya da bardak.. Salih'in bütün vücudu felç ama, gözler felfecir okumakta.. Kafa elektronik beyin.. Kim ne yemiş, ne içmiş; "Garsonlar,komilersokmasınlar.." diye, bir tamam aklında.. Ertesi sabah ayıktığında hesaba oturacak..
***
Yafu tam sokak ağzıyla konuşayım; yalanlarım, yalanım varsa yalanlara, yılanlara geleyim, bu deyyus tam küfelik olunca, müşteriler etrafı toplayıp dükkanı kapatırlardı.. "Küfelik.." lafı o zamanlar bile eskide kalmış.. Salih otomobillik.. Salih her gece evine ya bir Nova, ya bir Mercedes, bazen bir BMW ile bırakılmaktaydı.. Çünküm şundan ki, yerli arabalara uzatılması zor.. Ve ertesi günün ayılma saatlerinde Salih'te hep aynı laf: "Yahudüngeceherkesievlerinebizbıraktık..Möhemdeğil..Obizimdelikanlılığımız..Biladerasılmeseleheriflerokumuşlar,yazmışlaramaiçmeyibilmiyorlar..Burunlarıileziftleniyorteresler..Buişintadıkaçtı,bırakacağım.."
***
İşte bir zamanlar idi.. Satayım anasını, yıkın meyhaneleri.. Sohbetler bitti nasılsa..