Her yer soğuk... - Alooo... - Efendim... - Donuyorum abi... - Banane... - 'Dondum Gel Servisi' değil mi? - Biz de 'Dondum Gel Servisi' yok. Ama 'Sarhoşum Gel Servisi' var. - Abim benim burada her yerim donmuş sen sarhoş musun ya? - Niye donuyorsun ateş yaksana. - Yakamam abi. Nasıl yakacam. Evde ot yok ocak yok. - Kardeşim kapat telefonu kafana göre don. Bizi de rahatsız etme. - Bana Başbakanı bağlasana abi sen... - Tabii. Hemen bağlayayım. Lan manyaaak. Ne başbakanı be. - Bak abi. Bak donuyorum zaten... Bak donmadan gelir seni parçalar öyle donarım ha. - Kardeşim burası 'Sarhoşum Gel Servisi'. Biraz kafayı çek ara gelelim. - Peki abi. Bir şekilde çekeceğim kafayı. Ben kafayı bulduktan sonra piskopata bağlanırım abi. Sizin gelmenize gerek yok. Ben oraya gelirim. - Gel. - Off. Donuyorum. Ooof of. Ben derdimi biliyorum oof off... - Don anasını satayım. - Bu ülkede vatandaşın hiç mi değeri yok be abi? - Donacağına iş bulup çalışsana. - Yok. Arıyorum yok. Dün gece çok aradım. Aradım bulaamadım. Körolası siyasileer. Piyasayı süpürmüşleeer...
Roj Tv... - Alooo... -Efendim... - Danimarka... - Yes. Ben Rammussen sen kimsen. - Prizident Bush ben. - Söyle Bushsen... - Bak orada bir Roj TV varmış... - Vaarrr... - Kapat onu hemen. - Sen kafayı yemişsen. Niye kapatacakmişsem... - Kapat dedim. Bak kafamı bozma Irak'tan birlik kaydırır seni kaydırırım. - Kızma be Bushsen... Şeyi merak ettim. Yani Roj TV'den sana ne? Onlar Türkleri bölecekler. - Bölsünler... - Eee... Biz de öyle diyoruz işte. Bırakalım bölsünler... - Kapat kardeşim sen. - Hem bölsünler diyorsun hem de kapat diyorsun ya... - Ben Türkler için kapat demiyorum. Bana ne Türklerden. O Roj TV yüzünden iki gündür The Baldır Bacak TV'yi izleyemiyorum. Beyaz Saray'ın tüm çanaklarını çevirttim olmuyor. Kapat şunu da net görüntü alalım.
Ulema meselesi... - Alooo... - Efendim... - Abim neresi orası? - Kimsin kardeşim? - Ben vatandaşım... - İyi. Burası Tarım Bakanlığı buyur. - Abim şimdi bizim apartmanda bir ayı var... - Adresi ver alalım. - Yalnız bu insan görünümlü ayı... - Eee... - Yani aslında bunun insan mı yoksa ayı mı olduğuna birinin karar vermesi lazım. - Ona ben karar veremem. - Kim kara verecek? Bunu acaba ulemaya mı sorsak. - Bilemem. Bir anlat hele. - Bu şimdi geceleri içip içip karısını dövüyor. - Vay ayı vay... - Sonra balkonda afedersin nara atıyor. - Vay ayı vay... - Çöpleri bizim kapıların önüne atıyor. - Vay ayı vay... - Sonra bu lavuk bizi de dövüyor. Bunun ne vakit ne yapacağı. Ne halt edeceği meçhul. - Vay ayı vay. - Şimdi bu lavuk ayı öyle mi? - Biz doğal ayıları alıyoruz. Onlar bizi aşıyor.