CEVAP: Kabir ziyaretinin hiç bir kuralı yoktur. Bunlar, insanlara bırakılmıştır. Bir sürü kural icat edilebilir. Ama bunlar zararlı olur. Çünkü gereksiz yere zihninizi meşgul eder, sonra da, "Okuralauydummu,uymadımmı?" diye şüphelere düşülür. İnsan kabir ziyaretini dilediği gibi yapar. Abdestli de olur, abdestsiz de olur. Mezarın her tarafında durulabilir. Saygı icabı üstüne basılmaz. Fatiha okunur, Yasin okunur, bilmiyorsa "Allah'ımanamı,babamı,eşimi,akrabalarımı,bütünMüslümanlar'ıaffeyle,onlararahmetinlemuameleeyle,cennetlerinenasipeyle" diye dili döndüğü gibi dua eder. Mezar ziyareti için özel gün yoktur. Cuma günleri daha iyi olur. Mübarek gündür. Gereksiz kural koyup kendimizi bağlamayalım. Bir de kabir ziyaretini sık sık yapmayalım, bu insanları hayattan soğutur, doğru değildir. Geçmişlerimizin ruhuna hediye edilmek üzere fakirlere yardım edelim. Bunu yapmak için mezara gitmeye gerek yoktur, Fatiha okuyup onlara bağışlamak da her yerden olur.
Kabirdesorgumeleklerigelince,dilimiztutulacakmış.Mümininbile,imanınıkurtarmasızormuş.Doğrumu? CEVAP: Kabirde sorgu sual olacağına ve doğru cevap vermeyenlere kabirde azap yapılacağına dair Kur'an'da hiçbir ayet yoktur. Bu konular, Peygamberimiz'in dünyadan göçünden 150-200 yıl sonra yazılan hadislerde vardır. Kesin olup olmadıkları şüphelidir. Daha doğrusu tek kişi haberi -haber-ivahid- oldukları için kesin kabul edilmeyen hadislerdir. İnsanlar, ahirette sorguya çekileceklerdir. Yani kıyametten sonra sorgu, sual olacaklardır. İman eden ve ameli salih işleyenler, yani iyi işler yapanlar cennete gidecekler, inanmayanlar ve zalimler cehenneme gideceklerdir. Kabirde sorgu ve azap konusunda Kur'an'da bir hüküm yoktur. Biz yok olana "Var" diyemeyiz.
CEVAP: Hayır, mezhepler Peygamberimiz'den 200 yıl sonra oluştu. Ahirette mezheplere göre değil İslam' a göre muamele edilir. Mezhepler, ilim adamlarının yorumlarıdır. Bir çok ilimadamı var, bir çok da yorum vardır. Biz hiçbirine mecbur değiliz. İstediğimiz görüşü tercih ederiz. Mezhepler dinde kolaylık sağlamak için, bir rahmet olarak görülmelidir. Ancak, bağnazlık duygusuyla, mezhepleri bir zorluk sebebi haline getirmişlerdir. Bunu da, mezhepler arasına görünmez duvarlar yükselterek yapmışlar. Halbuki mezhepler arasında duvar yoktur. İsteyen istediği mezhebe girer, istediği konuyu seçer, bir meselede bir mezhebe, başka bir meselede bir başka mezhebe uyabilir. Ahirette "Niçinşumezhebeuydun,nedenbumezhebeuymadın?" diye sorulmaz. İslam'ın temel esaslarına uygun bütün mezheplere uyulabilir.