- Alooo... - Efendim... - Turkey... - Eeee... - İh bin dis. Teşekkür için aradım ben... - Niye. Nereden arıyon? - İsviçre'den... - Niye teşekkür ediyon? - Niye etmeyim ih bin dis maç için... - Maç için mi? - Heee... - Yendiysen yendin kardeşim ne arıyorsun? - Abi yendik te.. İh bin dis sizin sayenizde yendik... - Nasıl yani? - Nasılı var mı ih dis... - Nasılı var... Şöyle ki yendiysen niye teşekkür? - Abi siz şimdi ilk onbirde Halil'le Serhat'ı forvet oynatsaydınız bizi dağıtırdınız. Sağolun takımı Hakan Şükür'e mahkum ettiniz. Biz de sizi yenilgiye mahkum ettik... - Haklısın lan İsviçreli. Haklısın... Ama bunun bir de Şükrü Saraçoğlu Stadı var... - Şükrü mü? O da kim? Forvet mi? - Çarşamba anlarsınız canım... - Abi yine siz Hakan Şükür'ü oynatın ne olur... - Bilmem vallahi. - Oynatın da sizi İstanbul'da da yenelim... - Senin anan güzel mi la? Biz aynı hatayı iki kere yapmayız. Size burada beş çeker yollarız...
Son adam...
- Alooo... - Efendim... - Buldular... Mahir abi buldular beni... - Yapma yaa... - Evet abi. Kapıdalar. Bittim ben... - Kaç kişi... - İki kişi abi... - Vah vah... - Ne yapacağım abi ben... - Vah vah vah... - Buraya kadarmış abi... - Ah be kardeşim... Yine iyi saklandın sen... - İyi saklandım ama nihayet buldular abi beni... - Çıkacaksın başka çare yok... - Acaba canlı mı çıkacağım abi... - Canlı da olur cansız da... - Bir tek ben kalmıştım be abii... - Eee herşey bir yere kadar kardeş olacağından kaçamadın işte. - Abi şu memlekette televizyona çıkmadık bir ben kalmıştım. - Bulurlar tabii. Onca ıvır zıvır program. Onca yarışma. Millet tuttuğunu televizyona çıkarıyor. Böyle bir medyanın karşısında televizyona çıkmamak mümkün mü? Sen de çıkacaksın. Başka çaren yok.
Trafik kazaları...
- Alooo. - Efendim Tahir abi... - Yaa polis peşimizde ne yapacağız? - Kaçacağız abi... - Onu biliyorum da... Bir iki adam daha temizleyecektik... - Onları hallederiz abi... - Nasıl halledeceğiz kardeşim... Sokağa çıkamıyoruz. - Abi benim temiz bir planım var... - Neymiş o? - Sizi diyeceğim Tahir abi arıyor... - Eee... - Bunların paçaları tutuşacak... Kaçacaklar... - Eee. - Abi ben onlara birer Muş bileti vereceğim. Otobüs bileti... - Ulan hasımlarımızı kendi elinle mi kaçıracaksın? - Abi hayır temize havale edeceğiz ya... - Nasıl yani? - Abicim yollar kan gölü değil mi be abicim. Bunlar Muş'a sağ salim nasıl gidecekler. İlla ki başlarına bir kaza gelecek abi... - İyi fikir lan... - Tabii be abicim. O adam vurmalar falan eskide kaldı. Hasmın mı var. Keseceksin biletini göndereceksin uzun yola... Gidiş o gidiş...