YENİ bir kan değişimi ne yazık ki, Trabzonspor'a yine başarıyı getiremedi. Milli maç arasında takımın başına apar topar getirilen Halilhodziç'in çok kısa zamanda bir mucize yaratmasını ümit etmiyordum ama en azından futbolculardan kendilerini yeni hocalarına kanıtlamak için daha mücadeleci olmalarını beklerdim. Ne yazık ki beni en çok hayal kırıklığına uğratan da bu oldu. Bordo-Mavililer'de en büyük sorun kendine güven eksikliği. Mehmet Yılmaz'la 1-0 öne geçmelerine rağmen kimse galibiyete inanmadı. Gökdeniz'e verilen ceza, Fatih ve Szymkowiak'ın sakatlığı elbette çok önemli problemler. Ancak eldeki diğer futbolcular da beklenenden çok uzak bir görüntü çizdiler. Trabzonspor, oyun disiplininden çok kopuk oynadı. Kanatlar yeterince işlemedi. Yattara yine sahte okey gibiydi. Geldiğinden beri bir fiyasko olan Jun dün yine döküldü. Takımda beyin görevini üstlenecek bir futbolcunun olmaması kötü gidişatta başrol oynadı. Maçın hakemi İsmet Arzuman ise Trabzonspor'un yenilmesinde baş aktörlerden biri oldu. Celil'in kendisini yere atmasına kanarak çok komik bir penaltı kararı verdi. Böyle olunca zaten inançsız olan Trabzonspor'un direnci de iyice kırılmış oldu. Hakem yanlışlıkları her hafta takımların kaderiyle oynamayı gelenek haline getirdi. Elbette bu yenilgi için bir bahane değil ama o penaltıdan sonra Bordo-Mavili takımın morali iyice altüst oldu. Halilhodziç'in işi gerçekten çok zor. Çünkü kazanma ruhunu geri getirmesi için takımda büyük revizyon yapması şart. Ancak eldeki kadroda ne yazık ki bu ligin yükünü taşıyacak güçte değil. Fatih, Gökdeniz ve Szymkowiak bir arada oynamazsa Trabzonspor'dan çok şeyler beklemek haksızlık olur. Artık Bordo- Mavililer'in bu maçtan ders çıkarıp gelecek için bir an önce toparlanması şart.