"İçinizden bazıları benim de HughGrant gibi ABD'ye kafa tutmamı bekliyor. Ama iyi bir filmle gerçek hayat arasında çok fark var." Yukarıdaki bu sözler HakanBilalKutlualp'e ait. Divan Kurulu toplantısında üyelere hitaben bu sözlerle başlayan bir konuşma yaptı. İyi de bu kadar laf cambazlığı yapmanın ne anlamı varki anlayamadım. Kutlualp'ten kafa tutmasını kimse istemiyor, çıkıp gerçekleri konuşması bekleniyor. Ama o laf edebiyatı yapıp duruyor. Fakat BaşkanAzizYıldırım ne yaptı? Çıkıp ne varsa söyledi. HakanBilalKutlualp'in yaptıklarını tek tek anlattı. Bazı gazetelere haberleri nasıl sızdtrdığını açıkça çıkıp söyledi. Hem de isim ve adres vererek. Demek ki bir bildiği var ve anlattıkları doğru. Neden mi böyle düşünüyorum? Söyleyeyim. Çünkü BaşkanYıldırım'ın bu sözlerine HakanBilalKutlualp'ten en ufak bir tepki ve yanıt gelmedi. Düşünün bir kere, size muhbir suçlaması yapılacak ve siz de susacaksınız. Olacak iş mi bu? Eğer bu suçlamalar doğru değilse, neden Kutlualp çıkıp tüm üyelerin önünde, "Bendürüstbirinsanım.Böylesuçlamalarıkabuledemem" diyemedi. Hatta ve hatta "Banakarşıyapılanhaksızlıkkarşısındaburadaduramam,istifaediyorum" diyemedi. Bunun için de ben Başkan AzizYıldırım'ın yaptığı tüm suçlamaların doğru olduğunu kabul ediyorum. Ayrıca bir de deniliyor ki BaşkanAzizYıldırım neden böyle ulu orta yerde konuşmuş. Beyler başkanın konuştuğu yer DivanKurulu'nun yapıldığı yer. Yani tüm üyelerin bulunduğu bir yer. Burada konuşmayacaksın da nerede konuşacaksın? Eğer Başkan AzizYıldırım bu konuları başka yerlerde konuşursa, HakanBilalKutlualp'ten ne farkı kalır o zaman? İşin özeti şu; HakanBilalKutlualp olayı yeni oluşmadı. Yaklaşık iki sezondur kanayan bir yara, BaşkanAzizYıldırım ve yöneticiler, sayın Kutlualp'in düzelmesi için ha bugün, ha yarın deyip beklediler ama olmadı. Artık onun da istenilmediği yerde durmaması lazım.