Amerikalılar'ın koruması altındaki Kuzey Irak'ta palazlanarak topraklarımızda terör estiren PKK'nın sıktığı kurşunlarla şehit düşen Mehmetçikler, birer birer defnediliyor. Bütüncenazelerdedehepaynısahneleryaşanıyor.Sadeceailelerideğil,şehitlerebütünmilletimizağlıyor,sahipçıkıyorvebölücülerilanetliyor. Ayyıldızlı bayraklara sarılı tabutların ardında "Vatanbölünmez,şehitlerölmez" diyerek halkımız yürürken, "Türkiyevatandaşlığıüstkimliğimiz" nutukları atanlar ortalıkta görünmüyor. Onlar ya kendilerini kandırdıkları sırça köşklerinde uğruna seferberlik ilan ettikleri AB planlamalarıyla ya da Türkiyemiz'in kaynaklarını pazarlayabilecek alanlarla meşgul olabilirler. Bazıları da, terörün aldığı bu gencecik canlara aldırış etmeden aynı AB'nin dayatmalarına boyun eğerek TerörleMücadeleKanunTasarısı'nı (TMKT) budayıp yumuşatma peşinde koşabilir. Hatta, "Demokratikaçılımlardangeridönüşolursahesabınısiyasiiradeolarakvereceğiz" mantığıyla devletin alacağı tedbirlerin önünü kesenlere de rastlanabilir. Aymazlıkla izah edilemeyecek kadar planlı ve sinsi oyunun parçaları haline gelenler her kimse, artık "gaflet" sınırını çoktan aştılar. Haklarındaki ihanet defteri açılmadan her türlü terörün, bölücülüğün, yıkıcılığın ve etnikçiliğin üzerine gidecek çalışmaları yapmalılar. Aksi halde "vebal"den kurtulamayacaklar.