AB ülkelerinin liderleri 17 Aralık 2004'te Türkiye için "müzakereleri 3 Ekim'de başlatma" kararı almıştı. Buna rağmen, son iki günü Avusturya kriziyle geçirdik. "Tarihten gelen korkuları" dışında hiçbir sorunumuz olmayan bir ülke, bir anda önümüze en büyük engel olarak çıkartıldı. AB liderleri Türkiye'ye hiç söz vermemiş gibiydiler...
***
Avusturya krizi gösterdi ki, Türkiye'nin ileride çok çekeceği var. Bir ülke tek başına 24 ülkeyi bu kadar güçlü bir şekilde kilitleyebiliyorsa, bugün "ülke" olarak tanımadığımız Kıbrıs Rum Kesimi, Türkiye'nin önüne ne kadar büyük engeller çıkartabilir, düşünmesi bile rahatsız edici.. "Yalan" üzerine kurulu bir medeniyet projesinin "kalite"si tartışılır. Ayrıca kalitesiz bir projenin uzun yaşayıp-yaşamayacağı da tartışma konusudur.
***
Peki ne yapacak Türkiye? Yalan rüzgarının peşinde sürüklenecek mi, yoksa kendisine yeni bir dünya mı yaratacak? Bu soruların yanıtını, Meclis'in açılışında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer verdi. Sezer'in konuşmasında sadece Avrupa Birliği'ne dönük eleştirileri, medyanın dikkatini çekti. Oysa konuşmanın tamamına bakıldığında, Cumhurbaşkanı çok önemli bir mesajı "örtülü" biçimde veriyordu. "Yeni bir dünya kurulur. Türkiye de bu dünyada kendisine yer bulur."
***
İnönü, bu sözleri 1964 yılının Haziran ayında ABD Başkanı Johnson'un tehdit mektubuna tepki olarak söylemişti. Türkiye 4 Haziran 1964'teki "çok gizli" toplantıda Kıbrıs'a askeri müdahale kararı almış, ama bu gizli bilgiyi hemen öğrenen ABD Başkanı, ertesi gün gönderdiği mektupta askeri harekat yapılırsa yalnız bırakılacağımızı bildirmişti. Tehditlere aldırmayan İnönü, büyük bir özgüvenle, dünyanın ABD'den ibaret olmadığını söylüyordu.
***
Peki Sezer ne dedi? Gazeteler, televizyonlar, Cumhurbaşkanı'nın sadece "Önümüze konacak her yeni engel, gerçekte Avrupa'nın önünü kapayacak bir duvarın taşları olacaktır" sözüne yer verdi. Oysa Sezer, üzerine basa basa dünyanın AB'den ibaret olmadığını anlatıyordu. İşte Sezer'in gözden kaçan alternatif projesi: * "Türkiye ile Amerika, ortak görüşleri doğrultusunda birçok alanda birbirine katma değer sağlayabilecek konumdadır." * "Komşularımızla ilişkilerimizin olumlu yönde geliştirilmesi, dış politika önceliklerimizdendir." * "Yunanistan'la ilişkilerimizin karşılıklı saygı, güven ve dostluk temelinde gelişmesini diliyoruz." * "Kimi Balkan ülkelerinin, yeniden yapılanma ve gelişme çabalarına yönelik desteğimizi sürdüreceğiz." * "Türkiye ve Rusya Federasyonu arasındaki ilişkiler, son dönemde her alanda bir atılım içine girmiştir. Sağlam ve kalıcı bir işbirliği kurmamız, dünya ve bölge barışının, istikrar ve gönencinin önemli bir öğesini oluşturmaktadır." * "Türkiye'nin Güney Kafkasya'ya yaklaşımı, bölgedeki 3 ülke olan Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan'ın tümünün katkılarıyla kapsamlı bir işbirliğinin yaşama geçirilmesi isteğini yansıtmaktadır." * "İran'la ilişkilerimizi içişlerine karışmama, karşılıklı saygı ve ortak yarar temelinde geliştirmeyi istemekteyiz." * "Irak'ın tüm kesimleriyle yoğun diyaloğumuz sürecektir." * "Dostluk ve kardeşlik bağlarımız bulunan Orta Asya ülkeleriyle aramızdaki güçlü ilişkilerin geliştirilmesine önem vermekteyiz." * "Japonya ve Çin başta olmak üzere, tüm Asya-Pasifik ülkeleriyle ilişkilerimizi gerek içerik, gerek kapsam yönünden geliştirmeyi amaçlamaktayız."
***
Cumhurbaşkanı Sezer'in bu açılımına geçmişte ne isim verilmişti biliyor musunuz? Bölge Merkezli Dış Politika. Peki bu politikayı kim oluşturmuştu? Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu...
