Hatırlanacağı gibi son yıllarda sözde İslamcı Holdinglerin soygun olaylarını yaşadık. Jet-pa, Endüstri Holding ve benzeri holdingler İslam'ı alet ederek, halkımızı milyonlarca dolar soydu. Sağ olsunlar Hürriyet yazarı Sayın Emin Çölaşan, bu soygun olayını birçok defa yazmışlar ve hepimizi aydınlatmışlardı. Önceki gün yeni ve uyarıcı bir yazısı daha yayınlandı. Konu gerçekten yürekler acısı...
Yurtdışındadinlediklerim Zaman zaman konferanslar vermek üzere Avrupa ülkelerine gidiyorum. Oralarda vatandaşlarımız, din istismarcısı holdinglerin kendilerini nasıl aldattığını ve soyduklarını ayrıntıları ile yana yakıla anlatıyorlar. Anlatmakla kalmıyorlar, Türkiye'de Hükümetin ve adaletin bu din istismarcısı, soyguncuların neden yakasından tutmadığını soruyorlar. Bu noktada devletin haklarını korumak üzere hiçbir şey yapmadığını, kendilerine hiç sahip çıkmadığını üzülerek söylüyorlar. Ayrıca bizim kendilerine nasıl yardımcı olabileceğimizi ve kendilerinin neler yapmaları gerektiğini soruyorlar. Avrupa'daki söz konusu din istismarcısı holdingler tarafından soyulan işçilerimiz, gerçekten büyük bir zulme uğramışlar. 3.5 milyar dolar gibi yüksek paraları bu hainler tarafından soyulmuş, kandırılmış, ellerinden alınmıştır ve Türkiye'den de ne devletten, ne de Hükümetten bir koruyucu ve kurtarıcı destek görmemişlerdir. Dolayısıyla vatandaşlarımız; soyguncu, dinci holdinglere ne kadar kızgın iseler, Türk Devleti'ne ve Hükümetine de o kadar kızgın ve küskün durumdalardırlar.
Nasılsoyulmuşlar? Genel olarak Konya'da kurulan bu din istismarcısı holdingler, Avrupa'da işçilerimizi anlattıklarına göre şöyle soymuşlardır: Soyguncu holdinglerin temsilcisi iki kişi bir şehre geliyor. Orada Türklerin derneklerini ve camiilerini ziyaret ediyorlar. Önce oradaki yetkililerle, özellikle de camii imamı ile özel görüşmeler yapıyorlar ve onlarla anlaşıyorlar. Onlara, özellikle imama toplanan paradan yüzde 10 pay verileceğini vaadediyorlar. Cemaatin kalabalık olduğu bir vakit namazından sonra imam efendi, holdinglerin anlattığını kendi dini bilgisi ile zenginleştirerek cemaate heyecanla anlatıyor. Bankalara para yatırmanın, faiz almanın ve faiz vermenin çok büyük bir günah olduğunu, paraları yastık altında saklamanın da aynı biçimde günah olduğunu, paranın üretime katılarak Allah ve millet yolunda hizmet edilmesi gerektiğini, arada okuduğu ayetlerle de süsleyerek açıklamalar yapıyor. Sonra sözü Konya'da kurulan bir İslami holdinge getiriyor. Bunun büyük yatırımlar yaptığını, faiz alıp vermediğini, kar ortaklığı esası üzerine faaliyet gösterdiğini, yıllık yüzde 3040 kar payı verdiğini anlatıyor: "Eycemaatparanızıbuİslamiholdingeyatırırsanız;hembüyükkazançlaredersiniz.HemfaizbelasındanuzakolursunuzhemdeböyleceparanızlaAllahyolundacihadyapmışolursunuz" "Burayaparayatırmakisteyenlercamiodasınabuyursun,holdingyetkilileriilegörüşsün" diyerek sözü bitiriyor. Namazdan sonra camii odasına dalan paralı işçilerimize biraz daha bilgi veriyorlar... Ikinci gün işçilerimiz saklı paralarını veya bankadan çektikleri paralarını destelerle getirip, imam efendinin huzurunda holding temsilcilerine teslim ediyorlar ve kendilerine sadece bir alındı makbuzu veriliyor. Sonra başka bir şehre gidiyorlar ve aynı işlem yapılıyor. Bir başka holding, dini vaaz gibi bildiriler de dağıtıyor. Bu holdinglerin hemen hepsi benzeri usulü uyguluyor ve böylece 3.5 milyar dolar para, işçileriminzden soyuluyor. Hemen hepsi de batıyor, zavallı saf işçilerimiz perişan oluyorlar. Hem paraları, hem yürekleri yanıyor.
Neleryapılabilir? Evet, millet ve devletin gözünün içine baka baka bir kısım sahtekar insanlar, din istismarı yaparak; yurtiçinde ve yurtdışında onbinlerce vatandaşımızı milyarlarca dolar soymuşlardır. Bu sahtekarlara hemen hiçbir ciddi yaptırım uygulanmamıştır. Böyle bir olay ve böyle bir sonuç hiçbir medeni ülkede kabul edilemez. Bunlara karşı mutlaka ciddi cezalar uygulanması ve benzerlerinin tekrarlanmaması için de önlemler alınması gerekir. Mesela şu banka boşaltanlara yapılan uygulama gibi bir şeyler yapılabilirdi. En azından bu holdinglerin yöneticileri hakim önüne ve de ekranlara çıkarılmalı, benzeri olayların olmaması için önlem alınmalıydı. Ama hiçbir ciddi önlem alınmadı, yazıklar olsun!