İstanbul Emniyet Müdürü, ilginç bir açıklama yaptı. "Binayöneticileri;paratoplamayıbırakmalı,gelenlerinmuhtarakaydınıyaptırıpyaptırmadığınabakmalı." Yetmedi... "Emekliler,gördüklerişüpheliolaylarıhemenpolisebildirmeli.." Zavallı emekliler, ülke konumunda bu kadar değerli olduklarının bilincine varabilse keşke... Aldıkları insanlık dışı ücretlerin acısını bile unuturlar.
Mesele önemli... Çünkü İstanbul; namussuzların cirit attığı, hırsızların, korsanların altın devrini yaşadığı bir şehir. İnsanların evinde bile huzurunu yitirdiği, kapılara kilitlerin dayanmadığı bir şehir. Çantası kapılan kadınların, trenlerden atıldığı bir şehir. Bir yanı cümbür cemaat eğlence fuarı, öte yanı yoksulluğun can acıtan gerçekleriyle dolu bu şehirde, rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık istemediğiniz kadar. O yüzden herkes çaresiz. İstanbulEmniyetMüdürü bile...
Dedikoduya, dedikodu programlarına garip biçimde tutkun olan bir toplumun emeklileri, birilerinden "huylandı" diyelim. Telefona sarıldı... Polise bir emeklinin açtığı telefonun ne kadar değer bulacağını kiminle tartışalım? Bazı emeklilerin, her yanı şüphe kokan sokaklara bakıp, ihbar yağmuruyla polisi nasıl meşgul edeceği gerçeğini ne yapalım? Yoksa bir emeklinin, polise olayın ciddiyetini anlatana kadar harcayacağı telefon parasının ne kadar değerli olduğunu mu hesaplayalım? Yok, bu iş öyle sanıldığı kadar kolay değil. Yaşamak için nefesini bile idareli kullanan emeklilerden hayır yok.
Apartman yöneticilerinden de hayır geleceğini sanmıyorum. Ayrıca, polisin yakaladığı hırsızların ertesi gün özgür kalabildiği bir ülkede, iş emeklilerle, apartman yöneticilerine kalmışsa, İstanbul'un hali gerçekten harap! Diyecek sözümüz var elbet! "İstanbul'uAllahkurtarsın!"
***
Kahrolsun sigara
Sigara için getirilen yeni yasaklar bir harika. Alışveriş merkezi ve bakkallarda, kasa önündeki satış reyonları kaldırılacak. İnternet kafeler, kuaför ve berber salonlarında sigara yasak. İnsan hayatına "olağanüstüdeğerverilen" ülkeler seviyesindeyiz artık. Sigaraya gösterilen özen, keşke diğer mamullere de gösterilse. Sigaranın en çok içildiği yıllarda, böylesine bir kanser patlaması yoktu. İnsanların gözünü sigarayla boyayanlar, domatesle, biberle, radyasyonlu çayla, "kadersizölümlerşantiyeleri" açıyorlar. Sigarayı hiç olmazsa büyükler içiyor. Ama "yurtdışındaniadeedilen" ihraç ettiğimiz zehirli maddeleri, çocuklarımız yiyor, içiyor ve hepsini birer birer yitiriyoruz. Kanser ülkesi olmamızın sebebi nedir acaba? Asıl bunu bilmek istiyoruz.
***
Et tırnaktan ayrıldı Puslu bir akşam üstü Yollara çığlık çığlık Bir eski sevda düştü Yarım kaldım aşkımız Bütün şarkılar sustu Hasta olmuş yüreğim Hasretlere gidiyor
Ellerimde duruyor Hala ıslak bir mendil Sensiz ben bu şehirde Yıkılmışım sersefil Bu kutsal anılarla Yaşamam mümkün değil Hasta olmuş yüreğim Hasretlere gidiyor HakkıYALÇIN
***
MutlulukTakvimi
* Uyandığın günün akşamında uyu... * Simit, çay ve kaşar faslı yap... * Çok sevdiğin şarkıcının ilk albümünü dinle... * "Lütfen" demeyi alışkanlık edin...