Geçen yazımda, bazı köşe yazarlarının, yazılarını duydukları haberler üzerine yazdıklarını, bu haberleri tahkik etmeden okurlarına yorum yaptıklarını yazmıştım. Örnek olarak da, benim 1994 yılında SayınDemirel ile olan siyasi tartışmamı vermiştim. Bunu vermemin sebebi de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'yi (aslındaDemirel'i mahkum etmesi sonucu tazminatı ancak bugün almamdır. Haberin tümünü değerlendirmeden, bir iftira kampanyası ile 1991 seçimlerinden birinci parti olarak çıkan Demirel'i haklı bulup beni kınayan bazı yazarlar vardı. Her şeyden önce ben, o gün partinin genel başkan vekiliyidim. RahmetliÖzal partinin kurucusuydu ve ona yapılan hakaretlerin hesabını sormak benim hakkımdı. Hayvanbenzetmesi.. Beni kınayan yazarların ne hukuktan haberi vardı, ne de Demirel' in bu ülkenin siyasetine verdiği zarardan. Tarih bir gün yazacak ve ileriki kuşaklar Demirel dönemini hayırla yad etmeyeceklerdir. Hedefe varmak için her şeyi mübah sayan makyavelist bir zihniyetin temsilcisi, yeri geldiğinde Cumhurbaşkanı olması kesinleşmiş bir kişiye (rahmetliÖzal'a) fino köpeği ve hayvan benzetmesi yapılabiliyor. Özal'ın ölümünde de "Bizkendisiile,birekmeğibölüşüpyiyen2kişiydik" diyebiliyor. Büyükhaksızlık RahmetliÖzal büyük bir devlet adamı idi. Siyasete geç girmişti, karşısına Demirel gibi ağzında ve fikrinde freni olmayan bir kimse vardı. Kendisi en çok kendisine ve parti arkadaşlarına çıkartılan yolsuzluk iddialarına üzülürdü. O gün o iddialara inanan kimseler, hem Türk siyasetine hem de Özal'a büyük haksızlık yapmışlardı. Koskotas dosyalarından bahsedip içi boş dosya kaplarını otobüsten sallayan kişi ve "Ailem" dedikleri, gırtlağına kadar yolsuzluğun içine batmıştı. Cumhurbaşkanlığı'na çıkarak, bu yolsuzluk iddialarından kurtuldu. Tutarsızlığınböylesi Benim yaptığım şartlı hakaretlere şahsen dava açtı ve davanın şahsi olduğunu vurguladı. Maksat, alınacak tazminatın cebine gitmesi idi. Eğer "Cumhurbaşkanlığı'nahakaretolmuştur" deseydi, tazminat bütçeye gidecekti. Bu davadan hemen sonra şahsıma ceza davasını ise "Cumhurbaşkanınahakaret" olarak açtırmıştır. Tutarsızlığı görüyor musunuz? Ama olsun, "Dündündürbugünbugündür". Bu davranışı, her zamanki tavrı olduğu için umursamadım. Tazminat davasına bakacak hakim belli olur olmaz, kayınbirader davayı gören hakimi yazıhanesine çağırarak bu davanın önemini ve Demirel'in ricalarını aktardı. Özür bekliyorum.. Hakimin ne dediğini, müesseseyi yıpratmama açısından yazmıyorum. Ama hakim bey Yargıtay'a üye yapıldı. Onun için herhalde bir eski Yargıtay Başkanı "Hakimlerimvicdanilecüzdanarasınasıkışmışlardır" diyordu. Evet bu tesbiti cesaretle yapan başkan, çeşitli baskılar altında Yargıtay'a üye yapılanlara karşı çıkabilmeli ve sıkıntılarını daha detaylı olarak halkla paylaşabilmeli idi. Davaları yanlı sonuçlandıran hakimlerin yeri Yargıtay olmamalıdır. Şimdi, zamanında beni haksız bulup, beni tenkit eden köşe yazarlarından özür bekliyorum.