Fenerbahçe'nin Rize'deki yolgeçen hanından "ellegolatarak" çıkması, yakalanan onca pozisyonu kolayca harcaması, takım olma özelliğini hala kazanamamış olmasındandır. Ruhu kan kaybeden bir takımın, kaçırdığı gollerle teselli bulması, pek akıllı bir çıkış yolu değil. Üstelik Alex, bu sezon kendine saklanmayı ilke edinmişken... Sahada futbolcu gibi duran sadece Appiah vardı. Maçın sonunda kötü puan iskeleti, 3 puan bisikletine binmiş gidiyordu ama bu galibiyet kimseyi aldatmasın. Daum yeteri kadar aldatıyor çünkü.
Galatasaray, kim olduğunu unutmayan futbolcuların kendine dönüşüyle fırtına gibi esiyor. "ÖlüOzanlarDerneği"nde ÜmitKaran ve HasanŞaş'ın yeniden doğuşu, sebepsiz değil. Takımdaki yardımlaşma ve tribünlerin haklı tepkisinin getirdiği "duyarlıayaklanma", kükreyen bir aslan yarattı yine. O yüzden kral yeniden tahtının üzerinde.
Beşiktaş ihtiras tramvayı. Ankara'da galibiyete yakışan bir Beşiktaş vardı. Ama taraftarını tedirgin eden "kanatsorunu", hafife alınacak gibi değil. Trabzonspor, kendini onardı ve geçen yılın kalitesine yol aldı. Haftanın en zarif gösterisi Yattara'nın, Fatih'e attırdığı gol pozisyonuydu. Futbolun tuhaf erkekliği, en olmadık zamanlarda "güçgösterisine" dönüşüyor! Ve en zavallı biçimde kendini ele veriyor! Futboldaki şeytanlığı taşlamadıkça, adaleti ve eşitliği sağlamak mümkün olmayacak! Ve televizyonlar "nöbetçişeytanlarıyla" hem gündemi belirleyecek. Hem ahlakın ve adaletin ırzına geçmeyi sürdürecek.
***
Tribünlerin büyücüsü
Onda golü çağrıştıran sihirli bir güç var. Yaralı bir leopar azmiyle başladı sezona. Kendi içindeki ateşe sığındı ve yarasını da kendisi sardı. Şimdi "ÜmitKaran" sesleriyle yankılanan tribünleri golleriyle büyülüyor. Pazar gecesi attığı muhteşem gollerle, futbolculuğun ipek şalını üzerine geçirdi. Dün gece kalbinin açtığı yolda parmağına yüzüğünü geçirdi.
***
Fener'in militanı
Arkadaşlarını galibiyete örgütleyen bir tavrı vardı. Rize'de ısınma turlarını tamamladıktan sonra, rakibi imha turlarına başladı. Appiah'ın ayağından çıkan toplar, gole "kodlanmış" harika toplardı. Galibiyetin damarlarındaki alyuvarın adıydı Appiah. Tenhalığın içindeki kalabalıkların ta kendisiydi. Çok kişilik oynadı.
***
Onda balerin inceliği var!
Galibiyetin bile markası var Galibiyete yer gösterici. Golden sonraki el yazısına bakınca, mesleğinde ne kadar "titiz" olduğunu anlamak mümkün. Attığıyla yetinmeyecek kadar hırs küpü. Kapıları açacak, duvarları yıkacak hüner Ailton'da mevcut. Tarzındaki başkalık, vuruşlarındaki özellik, daha çok gol atacağının da resmidir. Golcülüğün KuğuGölüBalesi'ne aday!
***
Bereketin adı
Golcülüğün buğday ambarı. Kendine küskünlüğün müddetini doldurdu ve sezonu açtı. Trabzon'da anlaşılmayı beklemekle harcayacak zamanı olmadığını anladı. İç kanaması dinmiş bir takımın kaptanı olarak, bıraktığı yerden yeniden başladı. Estetik goller sergisinde kendisine ayrılan yeri, bu sezon da dolduracak. Adım gibi eminim. Çünkü onun adı FatihTekke...
***
Nobre'nin elinin balistik raporu!
Nobre'nin eli, bir futbolcunun, ruhundaki melekleri öldürdüğünün kanıtıdır. Nobre'nin eli, ayaklarının hükmünü yok eden suç aletidir. Nobre'nin eli, ayakları yere sağlam basmayan bir adamın, kaybolan vicdanıdır. Nobre'nin elini "anıtlaştıracak" yönetici çokluğu, sportmenliğin azlığının resmi belgesidir. Hangi yönetici, o golü iade edip, Rizespor'dan özür dileyecek? Öyle bir yöneticinin varlığını görsem, gidip ellerinden öpeceğim. Çünkü eller namuslu işler için yaratılmıştır, hırsızlık ve yağma için değil.
***
Hoşgeldin KELOĞLAN
Pazar akşamı kendisindeki yeteneklerin zaman aşımına uğramadığını gösterdi. Sormadan girdiği sokaklarda, her kapıyı açacak anahtarı mevcuttu. Koştu, mücadele etti ve hakemle zaman harcamadı. Yeniden bir anlam kazandırdı adına. Tadına doyulmayan futbolunun fragmanlarını gösterdi Malatyaspor karşısında. Dileriz kesintiye uğramaz!
***
YaNobre'ninellerinefutbolayakkabısıgiydirsinler! YadaNobre'ninelininkirinitemizlesinler! hy