Bacaklarımdaki siyatik ağrılarına bakınca, gençken harcadığım yılların acısını daha derinden hissediyorum. Şimdi bir kilometre yürümeye kalksam, ertesi sabah yatağımdan kalkamıyorum. Gençlerin yıllarına çok bonkör davrandığını gördüğüm için yazıyorum bunları. Adına eğlence denen zavallı tüketimin, aslında insan sağlığına yönelik bir tehlike olduğunu gördüğüm için. Eğlenmenin bile zarafeti olmalı çocuklarım. Televizyonların sizleri kandırmasına izin vermeyin.
*** uuu Sıcak havalarda mecburen kapalı yerleri tercih ediyorum. Geçenlerde yine Akmerkez'de bir dolaşmak istedim, karşıma Ebru Destan çıktı. Yanında bir kız arkadaşıyla birlikte hamburger yiyordu. Delikanlılardan biri yanına geldi, "Şarkınızı beğendim" dedi, Ebru "Hangi şarkımı?" dedi. Genç hatırlamaya çalıştı ama kızardı ve çekip gitti. Kız arkadaşı Ebru'ya dönüp; "Bence yanlış yaptın" dedi, Ebru da, "Yok canım, bunlar benle kafa buluyor" diye karşılık verdi. Kendi yaptığı işe saygı duymamak buna denir. Ama her gelenin albüm yaptığı bir dünyada, müzik de böyle ayaklar altında gezinir.
*** Mehmet Ali Erbil'in yabancı dili olsa, çoktan yurtdışına açılırmış. A benim Keloğlanım. Kumar masalarında harcadığın yıllara, kaybettiğin milyon dolarlara bir bak da, yabancı dil öğrenmek için niye kılını kıpırdatmadığını kendine sor. Sakın Türkiye'nin dışına çıkma. Seni figüran bile yapmazlar. Emi oğlum...