Halkın tepkisinden çekindikleri için kendilerine "Aydın" denilmesine karşı çıkan bir grupla görüşen Başbakan RecepTayyipErdoğan, bugün Diyarbakır'da olacak. Çarşamba günü Ankara'daki görüşmede gündeme getirilen istekleri herkes duydu ve gördü. Beyler, Diyarbakır'ın örgütsel refleksleri ağır basan Belediye Başkanı'nın ziyaret edilmesine kadar bizi hiç de yanıltmayan talimat gibi birçok isteği Başbakan'a ilettiler. Başbakanlık'ta gerçekleşen toplantıda, Sayın Başbakan'ın düşünürleri(!) demokratikleşme adı altında, bizim iki gün önce yazdıklarımızla örtüşen her şeyi dillendirdiler. HADEP-DEHAP çizgisindeki etnikçilik yapan partinin TBMM'ye girebilmesi için seçim barajının düşürülmesi, örgüt üyelerine dağdan inme yolunun açılması ve Kürt sorununun kabul edilmesi gibi bölücü çevrelerin yıllardır talep ettiklerini sıraladılar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakanı da, yanına aldığı bakan, danışman ve milletvekilleri ile bunları dikkatle dinleyip " AnadoluKardeşliği" sloganını ortaya koydu. Başbakan olduğundan beri "Türkiyelilik" tezini geliştirip "TürkMilleti" demediği gözlenen Erdoğan'ın "AnadoluKardeşliği" sloganı da ülkemizin ve milletimizin başını ağrıtacak son adımlardan biri oldu. Anadoluinsanınıntarihi,kültürelvesosyolojikbütünlüğünübirçırpıdakenaraitip"AnadoluKardeşliği"teziniortayaatmak,bumilleteyapılanenbüyükhaksızlıkdeğildirdenedir?
Biziayrıştırmayaçalışıyorlar Bu milletin evlatları Yemen'de, Trablusgarp'ta, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Sakarya ve Çanakkale'de "AnadoluKardeşliği" duygusu ile değil, ettırnak gibi bütünleşerek bir millet olmanın gurur ve şuuruyla gögüslerini siper etmişlerdi. Hiçbiri diğerinin dini ve ırki kökenine bakmamış, hepsi birbirini öz kardeş gibi sarıp sarmalamıştı. MustafaKemal de, cumhuriyeti bu duygu ve düşünceler üzerine bina edip kurdu. "NemutluTürk'ümdiyene" sözüyle milletimizin mensubiyetini ve birlikteliğini kuvvetlendirip zenginleştirdi. Acıvesevinçleriortaklaşayaşamışböylesinegüzelülkeninevlatlarıolarak,bizleriayrıştırmayaçalışıyorlar.Bazılarıdabuayrılıktohumlarınıbertarafetmeyekalkışırkenfarklısloganvefikirleridillendiriyor.Gerçeğiapaçıksöylemeyerine,dolambaçlıvegizemlicümlelerkuruyor.Birazdanabzagöreşerbetvermepeşindekoşuyor. Oysa, bunlara gerek yok! Anadolu coğrafyasında bin yılı aşkın süredir yaşadıklarımız hepimiz için yeter de artar bile... Onun için Türkiye'nin bir Kürt sorunu da yoktur ve bunu kabul etmek bile gaflettir. Dolayısıyla, bugünkü Diyarbakır ziyaretinde BaşbakanErdoğan, kendisinden CahitSıtkıTarancı' nın "BirMemleketİsterim" şiirini okumasını isteyen Adalet Ağaoğlu'nun talebini başka bir şiirle yerine getirebilir. Bu şiir, kendisi de Kürt kökenli olan Diyarbakırlı sosyolog ZiyaGökalp'in şiiridir. Ve o şiirde ZiyaGökalp şöyle seslenmektedir: "Sorma bana oymağımı, boyumu Beş bin yıldır millet gibi yaşarım Sorma bana ailemi, soyumu Soyum Türklük, soy büyüğüm hünkarım
***
Süngü beni ayırsa da, vahdetimi unutma Dilde, dinde müşterekiz, hep gelmişiz bil bel'den Devletimin kaygısıyla milletimi unutmam Anadolu bir iç elidir, ayrılmaz diş elden
***
Deme bana Oğuz, Kayı, Osmanlı Türk'üm, bu ad her unvandan üstündür Yoktur Özlek, Nogruy, Kığız, Kazanlı Türk milleti, bir bölünmez bütündür"