AB komedisini seyrediyor musunuz? Sanki 17Aralık zirvesinde, Türkiye ile müzakerelerin 3Ekim' de başlamasına karar verilmemiş gibi açıklamalar geliyor. Kararda onayı bulunan Chirac gibi ciddi devlet adamları bile, "Birliğinüyelerindenbirinitanımayanbirülkeilemüzakerelerinaçılmasıdüşünülemez" diyebiliyor. Chirac'ın imzasına mı inanmalı, sözlerine mi? Bu, kendi sorunu. Ülkesinde popülaritesinin neden giderek azaldığı anlaşılıyor. Çünkü aynı Chirac,Türkiye' nin Alman-Fransız ortak yapımı Airbus yolcu uçağı almaya karar vermesinden bir süre sonra, "Türkiye'yidışlamanınsorumluluğuağırolur" türünden açıklamalar yapmıştı. Hatta değerlendirmesi, "HepimizBizans'ıntorunlarıyız" noktasına kadar gitmişti. "Akraba" lık bağlarına bir anda ne oldu da FransaAB içinde Türkiye aleyhtarı grubun başını çekmeye başladı?
***
Öyle anlaşılıyor ki, Sarkozy'nin hızlı yükselişi, BayChirac' ın dış politikasını sallıyor. Bu sarsıntıda, önce Ermeni diasporasına teslim olan FransaCumhurbaşkanı ve Hükümeti, şimdi de Rumlar' dan medet umuyor. Bu tutum; Fransa ve Avrupa politikasında Chirac'a nasıl yansır, göreceğiz. Ancak Avrupa'da "dev"leşmiş bir siyasi lideri "cüce" leştiren çelişkileri gördükçe, "lider" liğinin neden sorgulandığını anlaşılıyor.
***
Chirac,17Aralık zirvesin den sonra TayyipErdoğan'ın elini sıkmamak için salondan çıkmıştı. Ayrıca Erdoğan ve Gül'le gerçekleştirdiği bir görüşmeden sonra Erdoğan'ın pazarlık yaptığına dikkat çekerek, bu yöntemin 'Avrupakültürü' nde yeri olmadığını söylemişti. Şimdi SayınChirac'a sormazlar mı: Sizin yaptığınız pazarlık değil mi? Avrupalılık kültürü bu mu?
***
BaşbakanErdoğan önceki gün açıkladı. Chirac,17Aralık zirvesinden sonra tebrik etmek için Erdoğan'ı arıyor ve zirveden çıkan kararın KıbrısRum kesimini siyasi tanıma anlamına gelmediğini söylüyor. Yani bir "devlet" olarak tanınmadığını. Ancak şimdi, Fransa'nın Cumhurbaşkanı,Başbakanı,DışişleriBakanı neden bir koro şeklinde "Birliğinüyelerindenbirinitanımadanmüzakereaçılmasıdüşünülemez" diyor. Bu kadar mı zor durumda Chirac ve ekibi? Fransa'da "devletpolitikası" böyle mi yürütülüyor?
***
Gelelim Türkiye'ye. "GümrükBirliği" karşılığında KıbrısRum kesimine AB yolunu açan ÇillerHükümeti' nin aldığı karar, bugün yaşanan "EkProtokol" krizinin temelini oluşturuyor. AKPartililer, dönemin BaşbakanıÇiller'i suçluyor. Çünkü, hükümetler geri dönüşü olmayan bazı kararlar aldığında, bu kararlar ileriki dönemde başka hükümetlerin, dolayısıyla da Türkiye'nin başına büyük belalar açabiliyor. "Devletpolitikası" nda ağır çatlaklar meydana geliyor. Ve kırılgan politikanızı rakipleriniz çok iyi izleyip, sizi köşeye ıkıştırabiliyor. AKPartililer' in "GümrükBirliği" döneminde verilen tavizleri eleştirmelerinde haklılık payı var. Ancak onların da bir başka şeyi unutmaması gerekiyor. Bugün Çiller'e ve dönemin DışişleriBakanıDenizBaykal'a yaptıkları eleştirle, ileride kendileri de karşılaşabilir. Kıbrıs'la ilgili "EkProtokol" e rağmen gelen baskılara yenik düşüp, bugünkü durumun ilerisine geçebilecek bir taviz verildiğinde, gelecek hükümetler de onlara bunun hesabını sorma hakkına kavuşur. "TürkiyelimanlarvehavaalanlarınıRumkesimineaçarsa,intiharolur" diyen KKTCCumhurbaşkanıTalat'ın sözleri, "tavizsınırı" nın nereye kadar olduğunu gösterdi. Hükümet, BM gözetiminde kalıcı bir çözüm sağlanmadan, baskılara direnemeyip bu sınırın ötesine geçerse, Erdoğan ve Gül bunun sorumluluğunu siyasi yaşamları boyunca taşımak durumunda kalabilir...