Fenerbahçe'nin 5-0 gibi farklı bir skorla İngiliz ekibi Everton'ı yenmesi spor çevrelerinde geniş yankı uyandırdı. Geçtiğimiz sezon kendi ligini dördüncü sırada tamamlamayı başaran Everton karşısında aldığımız galibiyet özellikle Avrupa için ümit verici oldu. Tabii her şeye rağmen kafamızda soru işaretleri yok değil. Öncelikle kaygımız bu galibiyetlerin sürekli olup olmayacağıdır. Ümit ediyorum ki takım artık istikrarı yakalar da Avrupa başarılarımız saman alevi gibi bir parlayıp bir sönmez. Everton karşısında seyrettiğimiz Fenerbahçe ilk on biri lig şampiyonluğunun en büyük adayıdır. Terazinin bir kefesine Fenerbahçe'yi diğerine de ligdeki herhangi bir takımı koyun; farkı göreceksiniz. Mevcut durumda Fenerbahçe ile başa çıkabilecek bir ekip görünmüyor. Bu günden sonra da ligdeki takımların bu tempoyu tutturması açıkçası çok zor. Her şey güzel de takımda 12. adam maalesef yok. Yani ideal on biri iyi yakaladık ancak bunu destekleyecek yedek kulübesini de oluşturmak lazım. Bu noktada ne yazık ki yeterince önlem alınmadığını düşünüyorum. Transfer politikasının asıl hedefi Avrupa sahalarında başarı elde etmek. Bu açıkça belli oluyor. Esas hedef ise 2007 yılını karşılamak. Bütün hazırlıklar 2007 senesi için 100. yıla hazırlamaktır. Nasıl olsa Türkiye'de şampiyon oluruz düşüncesi ağır basıyor. Yalnız şunu unutmamak lazım. Koca bir sezon bu ilk onbirin sırtından geçinemeyiz. Gençlerbirliği maçıyla stresli günler bizi bekliyor. Haydi hayırlısı.