Kitabın yazarı A.C. Ping'in hayatı 10 yıl önce sükunet ve başarıyla ilerliyordu. Gösterişli evi, sürekli yükselen bir kariyeri, çok sayıda arkadaşı ve kendisine destek olan bir ailesi vardı. Tek problemi BMW'yi Porche ile değiştirmesinin gerekip gerekmediğiydi. Ve sonra düşüş başladı. Ping ise kaderine küsmek yerine hayata yeniden başlamayı öğrendi ve "Ol" ve "Yap" adlı 2 kitabını yazdı. Herkesin başunda olması gereken bu kitap, kişisel gelişime destek niteliğinde...
Bilge bir kadının öyküsü
Haydar Akın, bu kitabında ortaçağda yaşamış bilge bir kadının hayat öyküsünü kaleme almış. Otobiyografi niteliğindeki kitabın kahramanı Hildegard, soylu bir ailenin "özel bir misyonla" görevlendirilmiş 10'uncu çocuğu olarak 1098 yılında dünyaya gelir. 14 yaşında kendi isteğiyle Benediktenler tarikatına girer ve yaklaşık 67 yıl boyunca manastıra kapanıp münzevi bir hayat sürer. Hildegard, uzun manastır yaşamı boyunca bir tek gününü boş geçirmez. Bestelediği onlarca şarkı ona yaşadığı coğrafyadik ilk kadın besteci unvanını kazandırır. Tarihte bir kadın tarafından yazılmış ilk müzikli drama yine onun imzasını taşır.
Geçmişten ders
Deniz Gezmiş'lerin idam hükümlerinin okunduğu salonda, haklarında idam hükmü verilen 18 gençten biri de Atilla Keskin'di. Keskin, bu kitabında geçmişin izlerine geri dönüyor. Ve tüm hayat tecrübelerini anlatırken, gençlere önemli mesajlar veriyor. Yazar, duygularını şöyle anlatıyor: "Dostlarımda birlikte sürdürdüğüm kavganın güzel duygularında en küçük bir sarsılma olmadı. Gülümseyişlerin, acılara yenilk düşmemesinin nedeni budur sanırım."