İki ay önce Ankara'dan bir büyükelçi, arabasına atladı ve Adana'nın Kozan ilçesine ulaştı. Konuk Cezayir'in Ankara Büyükelçisi'ydi, evsahipleri ise Kurtuluş Savaşı sırasında Atatürk'e yardım etmek için gelen Cezayirli askerlerin torunları...
***
Ata'nın askerleri
Cezayir Büyükelçisi, tarihe geçen ilginç olayı TAKVİM'e anlattı. Cezayir'den gönüllü olarak gelerek Atatürk'ün yanında savaşan askerlerden alınacak birçok ders var....
Ankara Temsilcimiz Mehmet Çetingüleç'in Cezayir Büyükelçisi Bereksi ile yaptığı özel ropörtaj, Kurtuluş Savaşı'nda yaşanmış müthiş bir destanın ortaya çıkmasına neden oldu. İşte o destanın hikayesi: 2 ay önce, Ankara'dan bir büyükelçi, arabasına atladı ve 7 saatlik yolculuktan sonra Adana'nın Kozan ilçesine ulaştı. İlçede yaşayan ailelerle Ankara'dan gelen konuk arasında sıcak, duygusal bir buluşma yaşandı. Büyükelçi, ülkesinin gurur duyduğu bu insanları ziyaret etmeyi bir görev olarak kabul etmişti. Ne Türk soyundan geliyorlardı, ne Kürt, ne Laz, ne de Çerkez. Ama hepsi Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci sınıf, şerefli vatandaşlığına erişmenin onurunu taşıyarak, mutlu bir yaşam sürüyordu. Onlar Atatürk'ün askerleriydi.
*** Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye'nin şehirleri yabancı güçler tarafından işgal edilmeye başlamış, Adana ve çevresi Fransızlar'ın eline geçmişti. Her tarafından ateşler yükselen Türkiye, zor durumdaydı. İşte o dönemde, Cezayir'den grup Atatürk'ün yanında savaşmak için Türkiye'ye geldi. Cezayirli gönüllüler, Mersin ve Adana (Kozan) arasındaki bölgede Fransızlar'a karşı verilen savaşta görevlendirildi. Yer yer ağır çatışmalar yaşandı ve bölge Fransızlar'dan temizlendi.
*** Atatürk, Cezayirli kahramanları unutmadı. Hepsini Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlığına aldı. Ayrıca her aileye, savaştıkları bölgede 2 hektar toprak bağışladı. İşte o dönem Atatürk'ün askerliğini yapan aileler, şimdi Mersin-Kozan arasındaki bölgede yaşıyor. Onları ziyaret eden, Cezayir'in Ankara Büyükelçisi Abdelhamid Senouci Bereksi'ydi. Sayıları zamanla artmış ve bugün yaklaşık bin aileye ulaşmışlardı. Cezayir asıllı vatandaşlar, Türk toplumuna adaptasyonda hiçbir güçlük çekmedi. Türkler de bu ailelerin verdiği desteği unutmadı. HHH Cezayir, İspanyol işgaline karşı 1518 yılında gönüllü olarak Osmanlı korumasına girmiş ve 1830 yılına kadar Osmanlı idaresinde kalmıştı. Daha sonra Fransız sömürgesi haline getirilen Cezayir'in halkı büyük sıkıntılar çekti. 1945 yılından başlayarak, yaklaşık 1.5 milyon kişi katledildi. Cezayir, Fransa'dan bağımsızlığını kazanmaya çalışırken, onlara en fazla yardım eden Türkiye oldu. Tarihin tekrarıydı bu. Zaten Cezayirliler, vatanı kurtarmak için gerektiğinde ölümden kaçınılmayacağını Atatürk'ten öğrenmişlerdi. Kendi kurtuluş savaşlarını verme kararı alırken de, Atatürk'ten esinlenmişlerdi. Israrla mücadele verip, 1962 Temmuz'unda bağımsızlıklarını ilan ettiler.
*** Ülkemizde her türlü değeri yerle bir etme modası, "Atatürk'ü de tartışmaların içine çekme" ölçüsüzlüğüne ulaşırken, Cezayir'in Ankara Büyükelçisi Bereksi, Atatürk'ün sadece bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmadığını, Cezayir'i kurtaran ruha da ilham verdiğini söylüyor. Ve Türkiye'nin insanları etnik kökenlerine göre "dilimlenirken", Cezayirli kahramanların çocukları, "vatandaşlık" bağını, etnik bağdan daha önemli sayarak Kozan'da, Adana'da, Mersin'de, Tarsus'ta mutlu bir yaşam sürüyor. Dünya sınırlardan kurtulmaya çalışırken, Amerika ve Avustralya gibi çok gelişmiş modeller; her milletten vatandaş alıp, etnik ayrımları "vatandaşlık" potasında eriterek koca devletler yaratırken, bizim gibi ülkelerin önüne, boğuşup zaman kaybetmesi için etnik ayrımcılık gibi "ilkel" sorunlar konuluyor. "Cezayir asıllı Türkler" bize hiçbir şey anlatmıyor mu?