Devlete meydan okuyan ilk kaçakları saklarken, dağlar acemiydi. Eşkıyalarını barındıramadı. Dağlara çıkanlar önceleri kolayca yakalandı. Ama sonrasında dağlar ve eşkıyalar arkadaş oldular. Birbirlerinin günahlarına saklandılar. Sonra birlik olup devlete meydan okudular. Eşkıyalar kahraman oldu. Ama hükümdar olamadılar!
İrtica, ülkemizde altın devrini yaşıyor. İrtica, bu ülkenin kaygan zemininde barınabilmek için çok çalıştı. Önceleri toplumun büyük tepkisi vardı. Kurumlar ve yasalar, irticanın karşısındaydı. Ama sonrasında irtica, ülkeye yabancılık gösterdiği yılları çabuk aştı ve irticayla Türkiye Cumhuriyeti, birbirine alıştı. Alıştırıldı. İrtica, barınacağı ve ahtapot kollarını her yana saracağı ortamı hazırladı, şimdi altın devrini yaşıyor. Şimdi kara çarşaflı kadınlar, Cumhurbaşkanı'na meydan okuyor da, devletten destek görüyor. Eşkıyaların devlete meydan okuduğu gibi, onlar da Cumhuriyet'e nazire yapıyorlar. Onlar da kendi kahramanlarını yarattılar.
İrtica ve çağdaşlık asla kardeş değildir. Ama takiyye denilen "bukalemunruhu", onları her rengin içinde, her şekilde gösterebilir. Hele işin içinde politik destek varsa... Hele işin içinde "bolpara" varsa ve kasten cahil bırakılmış bir topluluk mevcutsa...... İrticanın yolu, din sömürüsünden geçer, insanların yoksulluğundan şeriat sarayları kurmaktan geçer. Ama asla Avrupa'dan geçmez. Avrupa, askeri kuvvetleri yıpratmak için üretilmiş bir Kaf Dağı masalıdır. Ve irticanın önünde yıkılmadık tek kale kalmıştır. "TürkSilahlıKuvvetleri." Onu da "demokrasimasallarıyla" yıkmak için, aydınlar ve yobazların ortaklığı "şirketleşmeye" dönüşmüştür.
İrticadaki dayanışma ruhunun getirdiği "kadrolaşma", ayyuka çıkmıştır artık. İrtica, kendi hukuk sistemini icat etmek için; sinsi bir yapılanmanın içindedir. İrticanın bu ülkeden çaldıklarını, Kurtuluş Savaşı öncesindeki düşmanlar çalmamıştır. Ama bizler bu Cumhuriyet'i içimizdeki ve dışımızdaki hainlere rağmen kurduk. Kanımızla suladık, büyüttük. Nasıl ki eşkıya dağlarda hükümdarlık kuramadıysa... İrtica da bu ülkeye hükümdar olamayacak. Çünkü bizler, TürkiyeCumhuriyeti'nin adını, kendi adımızdan çok sevdik!
***
Dayakçı erkekler
Dayak yediği için intihar eden gelinler ülkesiyiz. Karısını döverek "tatminolan" delikanlıların egemenliğindeki üçüncü dünya ülkesi. Dövüldüğü için intihar eden bir geline karşılık, karısını dövdüğü için "ayaktakalan" erkeklere, kanunlar ne yapar? Hiçbir şey! Kadına değer vermeyen politikacıların ülkesinde, "dayakcennettençıkmadır!" Kadın döven delikanlılara cesaret verenler belli. Onlara oy verenler utansın!
***
Her aşkın sonunda Bir sürgün yedim Hayat kavgasında Her gün acıktım Kader tokadını Küçükken vurdu Hayatım boyunca Hep yokuş çıktım
Her sabahın seher vakti Umutları yola serdim Bugünlere gelmek için Harcanmış bir ömür verdim
Tek sabıkamı aşkta yedim Beni günahsız yere astılar Katilimi bulamadı kimseler Suçlular sırra kadem bastılar HakkıYALÇIN
***
MutlulukTakvimi
* Balon gibi şişmiş kek hazırla... * Çocukları din sömürücüsü insanlardan uzak tut... * Gelin arabasını süsle... * Civciv büyüt... * Hayati telefonları not al...