İki gündür memur ve işçilerle ilgili ilginç kararlarla alınıyor. Hükümet önce memurun emeklilik işlemlerinde 2 aylık süreyi iki güne indiriyor. Hemen ardından da üç yıllık zam tablosu geliyor. Memur tam sevinmişken, şaşırıp kalıyor... Hükümet belki ekonomik programına güveniyor ve önümüzdeki 3 yıl için enflasyonu tahmin ediyor ama, memura verilen zammın, onların satın alma güçlerini düzeltip, düzeltmediğini düşünen yok... Krizden sonra, ücretler enflasyon oranında artsa da, neredeyse 'yokolan' satın alma gücü, hiçbir zaman düzelmedi.. Yani, ücretler artıyor gözükse de reelde erimeye devam ediyor... Dolayısıyla enflasyon oranında yapılan zamlar aslında hiçbir iyileştirme getirmiyor.. Memur kızgın...
***
Ya işçi?.. Belki de işçiler içinde aynı proje hayata geçirilecekti ama, 'THY'de grev yapılacağı' sözü bile yetiyor. Gece yarısı apar topar anlaşma sağlanıyor... Türk-İş Başkanı SalihKılıç elindeki kozu iyi kullanıyor ve istediğini alıyor... Kılıç keyifli, anlaşmayı telefonda şu sözlerle anlatıyor: "Denizeoltayıatarsınız,balığıngelmesiiçiniyibiryemlazım.Yemiyioldumu,balığıyakalamanızçokkolay.Bizdeonuyaptık..." Ve devam ediyor: "İşçinin toplamda 1 yıllık gelirinde büyük mesafe katedildi. Anlaşmayla 1 yılda işçinin eline 300 YTL fazla para geçecek. Vicdanen rahatım. THY'de greve gidileceğini zannetmiyorum..." Hükümet, "Amangrevolmasın" diye Türk-İş ile anlaşıyor ama, bu arada Havaİş grev kararı alıyor ve gece yarısına kadar süre veriyor... (Yazı yazıldığı sırada görüşmeler devam ediyordu) Bütün bunlar olup biterken, 'Sonbahardaerkenseçimvar' diye kaynayan Ankara'da, işçiye olan bu yaklaşım, "seçimyatırımı" diye yorumlanıyor... Tam da 'Buişlerbitmişti' derken, eski alışkanlıklar hortlamaya başlıyor... Alan memnun, veren memnun...