Bir daha asla Yönünü arayan bir yolcuyum artık. Bir yanım senin gözlerinin peşinden gitmek istiyor, öbür yanım beni düzlüğe çıkartacak ışıklı yolu arıyor. Seninle kaybettiğim yılları, bundan sonra kazanacağım yıllarla ödeştireceğim. Seninle yitirdiğim değerleri yeniden ayaklandırmam zaman alacak elbet ama ben bunu başaracağım. Penceresi bol evlerde büyüdüm, hayatın ne çok penceresi olduğunu da biliyorum. Kapanan kapıların yerine yenileri açacak sihri de, çocuk yaşımda öğrendim. Güneşin ışığı sızıyor karanlıklarıma. Karanlığa sürüklendiğim bir sevdanın ahtapot kollarından, kendimi kurtarıyorum artık. Daha az üzülüyorum, daha çok gülüyorum. Ve onarıyorum kendimi... Kuş seslerini takip ediyorum. İçimdeki şarkıların oyununa gelmiyorum. Şarkılar bana gözlerini hatırlatıyor. Şarkılar benim direncimi kırıyor. Duvar örüyor geleceğime. Hayallerimin krallığında, beni sana köle yapmak istiyorlar. Susturuyorum hepsini... Pusulamı kuşlar bıraktı. Onların sesinin gösterdiği yönde gidiyorum. O yollarda beni bekleyen fırtınalara hazır tutuyorum yüreğimi. Direncimi ayakta tutuyorum. Benden dökülecek yaprakları toplamanın gururunu bırakıyorum sana. Bir de nefretimi... Senin olmadığın yerde ben olacağım artık. Senin olmadığın bir dünyada, yeniden doğacağım. Çünkü senin olduğun yerde ben yoktum. Hiçbir zaman olmadım sende. Ben senin sevgisizliğinden kaçıyorum, bencilliğinden. Sen kurumuş çeşme, sönmüş ateşsin. Sen benim hayatıma kurulmuş tuzaksın. Bir zamanlar senin için ölümü göze aldığım günleri unut artık. Benim için, yıldızlar kadar uzaksın ve bir daha asla yaklaşamayacaksın yanıma...