'Günaydın'ım Bu sabah seninle uyandım. Hayalinle yıkadım yüzümü. Aynaya bakarken sana göz kırptım. Dişlerimi fırçalarken, "düşlerimi" de fırçaladım. Parmaklarımı unuttum saçlarımın arasında, ellerimde kaç parmak olduğunu unuttum, seni düşünürken... Bardağıma çayı koyarken, seni hiçbir yere koyamadım. "Çayımın şekeri" dedim, iki yeşil zeytin tanesini yan yana koyduğumda, karşımda duruyordun. "Günaydın" dedin bana... Gözlerin "Acele et" diyordu sanki. "Okula geç kalacaksın!" "Okullar tatil oldu" dedim, kendime gülümsedim. Güneşi okşuyordu camlar, damlardaki güvercinlerin koklaştığını gördüm. Ve biraz daha yaklaştığını bana... Camın önündeki çiçeklere su verirken, aşkımızın nasıl büyüyüp geliştiğini düşündüm. "Aşk da bakım istiyor" dedim, çiçekler beni onayladı sanki. Bizimle birlikte büyüyen çocukların sesleri geliyordu sokaktan. Takvimden, eskiyen günün yaprağını koparttım, yeni bir güne başlarken. Zamanın terkisine seni de aldım. Birlikte çıktık evden. Atını mutluluğa süren kovboy gibi hissettim kendimi. "I'm a lonely cowboy" şarkısını söylemeye başladım o yalnız adam Red Kit'in... "Şanslıyım" dedim. "Seni bulduğum için şanslıyım." Rüzgar saçlarımızı okşuyordu. Atımı modası geçmemiş aşklara sürdüm. Yüz sürdüm sevdanın toprağına. Bir baktım evinin kapısının önündeyim. "Düşlerimin kraliçesi" yazıyordu kapının üzerinde. Zili çaldım, bir serçe benim kalbimi çaldı. Hırsızım! Tatlı belam, "Günaydın"ım! Vıdı vıdısından bıkmadığım! Bu sabah seninle uyandım!