Ah yaşlılık... Her tarafım ağrıyor. Ama yine de hamdolsun, aklımız başımızda. Allah kimseyi akıldan etmesin... Akşam biraz Münevver Hanım'a uğradım. Münevver Hanım, benim 28 yıllık dostum, üstelik tam benim kafamda. Şimdi ondan bahsedince şaşıracak! Birlikte otururken "Şöyle bir televizyona göz gezdirelim" dedik! 'Ah kalbim' diye bir program, ortada da tüylerimi ürperten Mehmet Ali Erbil. Hakikati söylemek gerekirse gerçekten programı izledikten sonra 'Ah kalbim' dedim ama zevkten değil, spazmdan! Tövbe Allahım, o nedir öyle! Konuklardan birisi karşısındaki ne yaparsa onu yapıyor, izleyicilerin hepsi basıyor kahkayı! Tabi ben moderen mizahtan anlamadığım için, bana hareketlerin hepsi fazlasıyla edebe aykırı geldi. Mehmet Bey oğlum, bir elini diğer bileğine koyup, öteki elini sallıyor, konuk olan genç de aynısını yapınca ahalide pür-neşe. Doğrusu içimden ağlamak geldi.
*** Bu programlarda aklımın ermediği bir husus daha var! Bu bellerinden aşağıya sarkan buzağı zinciri ile dolaşan çocuklarımız, görücü usulü ile evlilikleri hep kınarlar. Diyeceğim o ki, bu çocuklar analarının- babalarının tavsiyelerine karşı çıkarken, nasıl böyle TV'den apar topar bir eş seçip evleniyorlar? Ben anlamadım!
*** Ah kuzucuklarım... Böyle sınırını aşmış bir sanat ve televizyon aleminde en çok sizler adına üzülüyorum. Analarınız size mukayyet olsun evlatlarım. Aman siz, siz olun bu tehlikeli özentilere kendinizi kaptırmayın. Gelecek sizleri bekliyor...