Bugün yürürlüğe giren Yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki "Kur'ankursumaddesi" olarak anılan 263'üncü madde ile ilgili tartışma sürüyor. Bu tartışmanın başını çeken iktidar partisi AKP'nin temsilcileri, en başta SayınBaşbakanRecepTayyipErdoğan olmak üzere, inanılmaz derecede maharetle konuyu gündemde tutuyorlar. Bir taraftan "Böyleşeylerartıkgündemdeyeralmasın.Bumilletininançvedeğerlerineyöneliklüzumsuztartışmalaryapılmasın" diyorlar, öbür yandan da bu tip tartışmaları "hayalikarşıtlar" oluşturarak bizzat kendileri körüklüyorlar. Böylece taban siyaseti yapmış oluyorlar! Hatırlarsınız, zina konusu da aynen şimdiki Kur'an kursu konusu gibi gündeme gelmiş ve günlerce tartışılmıştı. Şimdiki TCK değişikliği gibi, o dönemde yapılan değişiklikler sırasında bizzat AKP'nin TBMM'ye sevk ettiği tasarıda, zina konusu gündeme getirilmişti. Kendi hazırladıkları tasarıda zinaya cezayı kaldıran AKP'liler, bir anda durumun farkına vararak tornistan etmiş ve "cezaverilmesi" konusunda ısrarcı olmuştu. 'Sankidinekarşılar...' Ancak, yasanın ön hazırlık çalışmalarında muhalefet temsilcisi CHP ile anlaşan AKP'nin bu tavrı ortaya çıkınca, tartışma başlamış ve SayınBaşbakan, kullanmaktan sakındığı izlenimini veren "Türk" kelimesini de sarf ederek, "BizTürk'üz.Bizekimsedayatmasın" sözleriyle ısrarını sürdürmüştü. Ne var ki, o günlerde önceden planlanmış Brüksel ziyaretine giden SayınErdoğan, Avrupalılar'dan da tepkiler geldiğini görünce, "Artıkzinakonusundakimsebirşeysöylemesin.Bizbukonuyuiktidarımızsüresinceaskıyaaldık" diyerek, meseleyi kapatmıştı. Tabii ki bu tartışmalar içeride büyük yankı uyandırmış ve AKP gibi, kökeni belli insanların bulunduğu parti, bunu siyaset malzemesi olarak kullanmakta geç kalmamıştı. Güya, kendileri milletin hassasiyetlerini dikkate alıyordu ama, icraatları engelleniyordu. Şimdi de aynısı gözleniyor. TCK'daki Kur'an kursu maddesinin Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmeler sırasında verilen önergelerle değiştirilmesini eleştirenler, "sankidinekarşılar,Kur'aneğitimindenrahatsızlar" gibi sunulup tanıtılmak isteniyor. Başbakan'ın bu konudaki konuşmaları çok üst düzey perdeden yankılanıyor. CHP lideri DenizBaykal'ın Kudüs'te kıldığı namazın fotoğrafı bile unutulmuyor ve kamuoyunun dini hassasiyeti vurgulanıyor. Misyonerlereyarayacak Ama gerçekler hiç de öyle değil... Önceki günkü yazımızda belirttiğimiz üzere, Kur'an kursları ile ilgili düzenleme de AKP'nin kendi elleriyle yaptığı ve gündeme getirdiği bir çalışmanın sonucu... AKP, tıpkı zina konusunda olduğu gibi, kendi hazırladığı kanunu yine son anda uyanarak, kendisi değiştirdi. Üstelik, TCK 1 Nisan'da yürürlüğe girseydi, aynen CHP'nin muhalefet ettiği ve yapılmasını istediği şekliyle çıkmış ve uygulanmasına başlanmış olacaktı. Allah'tan ertelendi de, üzerinde küçük değişiklikler yapılırken AKP'liler fark etti ve izinsiz açılan kurslara, oralardaki öğreticilere verilecek cezalar düşürüldü. Bunu da zafer sanıyorlar! En azından topluma böyle sunmaya çalışıyorlar. "Bakın,buncamuhalefeterağmenKur'ankurslarınıkurtardık" demeye getiriyorlar. Beyhude sevindiriklikten başka bir şeye yaramayan bu yasa da; göreceksiniz en çok misyonerlere, farklı din ve inanışların Türkiye'de cirit atan temsilcilerine yarayacak. Otellerin salonlarında bile, "bilmemneöğretisi" adına ülkemizin evlatlarını aşılamaya çalışanlar, yasalar karşısında hesap vermekten kurtulacaklar. AKP'liler de "ArtıkKur'ankursuyüzündenkimsehapsolmayacak" diye kendilerini kandırmış olacaklar değil mi?