Acısıyla tatlısıyla koskoca bir sezon da geldi geçti. Bence çok uzun süre önce belli olan şampiyonluk mücadelesi de beklediğim şekilde Fenerbahçe'nin başarısıyla sonuçlandı. Bu şampiyonluğun Fenerbahçe için birçok anlamı var. her şeyden önce yıllar sonra arka arkaya 2 sezon birden şampiyon olmayı yeniden başardık. Üstelik bu şampiyonluğu ezeli rakibimiz Galatasaray' ın kuruluşunun 100. yılında kazandık. Ve işin en ilginci şampiyonu belirleyecek maçı da ezeli rakibimizle oynadık. Galatasaray'ı kendi sahamızda 1-0 yenerek kazandığımız bu şampiyonlukla bir adım öne geçtik. Türkiye liglerinde şu an 16 şampiyonluk kazanmış bir takım olarak en ön sıradayız. Şüphesiz ki bu takdir edilmesi gereken bir başarıdır. Maalesef takdir etme olgunluğunu gösterebilen pek az kişi var. Mağlup olan her zaman konuşur. Kaybetmenin getirdiği ezilmişlik duygusunu örtmek için bir sürü bahane üretir. Ama hiçbir şey başarıyı gölgeleyemez. Fenerbahçe bu şampiyonluğu bileğinin hakkıyla almıştır. Bu sene Fenerbahçe için güzel bitti. Görünen köy kılavuz istemez. Bu takım yapılacak birkaç takviye ile gelecek yıl yine şampiyonluğun en büyük adayıdır. Galatasaray maçında görüldü ki Daum efendi oyuna 'İlkhedefimizAkdeniz' parolasıyla başlamadı. Olması gerektiği şekliyle beraberliğe razı bir görüntüyle sahaya çıktık. Bu yaklaşım maçın kazanılmasında büyük pay sahibi oldu. Bu galibiyetle fırtınalı bir yolculuğu sona erdirdik. NOT: Fanatik bir Galatasaraylı olan eniştem emekli albay SaitHuysal'ı biraz üzdüm. Kendisinden özür diliyorum.