Hakimlere, savcılara trafik cezası kesilemeyecek. Polis; tutanak tutacak, ilgili kuruma gönderecek. Bunun anlamı şu: Hakime, savcıya trafikte dokunma. Zaten öyle. Yüksek zevata kolay dokunulamaz. Şimdi diyeceksiniz ki; "Hakim, savcı çok kudretlidir, ona nasıl dokunulsun ki!" Öyle değil. Hakim, savcı zannedildiği kadar kudretli ve kuvvetli değil. Öyle olmalı. Ama değil. Kudret ve kuvvet demek; yargının bağımsız olması, hukukun en üstün güç olması demektir. Türkiye'de, bunu henüz başaramadık. Hakim ve savcıya, "Hücre gibi yerlerde yargılama yap" diyoruz. Yargılamayı, adliye sarayları yerine gecekondu koşullarında yapıyoruz. Hakimin, savcının tepesinden müfettiş balyozunu indirmiyoruz. Sonra, "Sakın üzülme, sana trafik cezası bile yazdırtmayız" diyoruz. Bir kandırmacadır bu. 'Devletgibiadamım' Buna en başta hakim ve savcıların itiraz etmesi gerekirken, maalesef onların sesi çıkmıyor. Onların "Hayırbuayrıcalığıistemiyoruz" diye haykırması gerek. Demiyorlar, diyemiyorlar. Çünkü düzen bu. Zihniyet bu. Kimse hukuk değil, ayrıcalık istiyor. Devlet, ekonomik sosyal koşulları düzeltemezse, bunun yerine dokunulmazlıklar tanır. Ekonomik bir maliyeti yok bunun nasılsa. Şu yargılanamaz, buna ceza kesilemez ayrıcalığı tanımanın yani. Siz de, "Ohnegüzel,vicdanilecüzdanarasınasıkıştımama,devletgibiadamım" dersiniz. Hakime, savcıya ceza kesemeyen trafik polisi ne düşünür acaba? "Bazıları kanunun üstünde, bu memlekette" demez mi? Sorun da burada zaten. Bazıları kanunlara uymak zorunda, bazıları uymasa da olur. Yazılı olmayan bir kanundur bu memleketimizde. Değişmesi gereken de, asıl bu yazılı olmayan kanunlardır. Hukukçularıngörevi... Ayrıcalığa başkaldırmak, başta hukukçulara düşen bir görevdir. Onlar, vatandaşı haksızlıklardan koruyacak en büyük güçtür. Ama devlet onlara sus payı vererek güçsüzleştiriyor. "Benimyanımdaol,sanakimsedokunamaz" diyor. Sonra doktoru, öğretim üyesi velhasıl tüm memuru sıraya girip, "Ben de ayrıcalık isterim" talebinde bulunuyor. Onlar da, kıyısından köşesinden bir şeyler alıyor. Olan vatandaşa oluyor. Bu ülkede tüm kamu görevlileri için özel yargılama kuralları var. Hakim, savcı, öğretim üyesi, asker, vali, polis, kaymakam, belediye başkanı, başbakan, cumhurbaşkanı, milletvekili ve diğer her tür memuru. Normal kurallara göre yargılanan bir tek kişi var: VATANDAŞ Herkes, kanunun üstünde olmak istiyor bir anlamda. Halbuki tam tersine, hukuk hepimizin üstünde isteği ortak talep olmalı.