Soykırım bir suç. Bir suçun işlenip işlenmediği veya kimin işlediği konusunda, mahkemeler karar verir. Yasama meclisleri, hükümetler yargının işine karışmamalı. Eğer yasama, bu suçu şu işledi diye karar vermeye başlarsa "yargı siyasallaşır". Demokratik hukuk devletlerinde siyaset, yargının alanına girmez. Buna rağmen; bazı ülkelerin parlamentolarında Birinci Dünya Savaşı sırasında, Ermeniler'e yönelik, "soykırım" suçu işlendi anlamına gelebilecek kararlar alındı. Böylece yasama organları, yargının yetkili olduğu bir alana da müdahale ettiler. Bu müdahaleler ile konu, tam anlamıyla siyasallaşma ve uluslararası bir nitelik kazanma yoluna girdi. Bunun, hukuki alanda da etkileri olabilecek. Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu hakkında, İsviçre'de soruşturma başlatılması buna işaret etmekte. Birçok ülkede, soykırım suçunu inkar edici, hafifseyici, zararsız gösterici açıklamalar yapmak suç. Bu suçun kabul ediliş nedeni Yahudi soykırımı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan Nürnberg Mahkemesi, Hitler rejimi döneminde bu suçun işlendiğine karar verdi. Daha sonraları, "Yahudi soykırımı yalandır, Amerikan propagandasıdır" denmeye başlandı. Bunları, özellikle Neonazi grupları söylüyordu. İşte bu gelişmeler karşısında, başta Almanya olmak üzere birçok ülke, soykırımı inkar edici söylemleri suç haline getirdiler. Bunun amacı, ırkçı nefret ve düşmanlığın yapılmasını önlemek. İsviçre Ceza Kanunu'nun 261 bis maddesinde, ırk ayırımcılığı suçu düzenlenmiş. Bu suç kapsamında, soykırımı inkar etmenin de cezalandırılması öngörülmüş. Prof. Halaçoğlu'nun da, "Ermeni soykırımı olmamıştır" dediği için, bu maddeyi ihlal ettiği ileri sürülüyor. Tartışmayapılmalıama... Sorun şurada: "Ermeniler'e soykırım oldu" diye bir mahkeme kararı yok. Soykırım olmayınca, inkar etmek suçu da olmaz tabii. Ermeni tehciri konusunda tarihçilerin, siyasetçilerin, yazarların, farklı görüşleri var. Konu tartışmalı. Kanıtlanmamış ve tartışmalı bir konuda, "Soykırım değildir" diyenler hakkında dava açılabilir mi? Hukuken hayır. Ama, son zamanlardaki siyasi gelişmeler de dikkate alındığında, "evet". Özellikle, İsviçre gibi Hitler rejimiyle akçeli işler yapmaktan dolayı vicdan azabı çeken ülkelerde. Belki bu soruşturmalar takipsizlik, davalar beraat ile sonuçlanır. Ama bu esnada, "Soykırımdı, değildi" tartışması sürer gider. Tartışma tabi ki yapılmalı. Ama soruşturma, dava açma, cezalandırma tehdidi altında değil. "Soykırım değildi" diyenler hakkında soruşturma, dava açma kampanyası başlarsa, bu görüşü savunanlar Avrupa ülkelerinde konuşamaz hale gelir. Olaya tarafsız bakan yabancı bilimadamları da, ceza tehdidi nedeniyle susarlar. Ermeni tehcirinin hukuki niteliği konusunda iki görüş var. Bunlardan her ikisi de söylenilebilmeli. Ancak İsviçre'deki gibi soruşturmalar, "soykırım değildir" görüşünün yasaklanmasına varır. Halaçoğlu'na yapılan, gelecek günlerde diğer bilimadamlarımız ve siyasetçilerimiz için de söz konusu olabilir. Bilimadamlarımızı susturmak isteyenlere karşı en etkili ilk tedbir, Türkiye'de ifade özgürlüğünü en geniş biçimde sağlamaktır.