Hazreti İsa'nın yeryüzüne geri döneceğine inanmak, misyonerlere destek vermektir.
***
Mesih beklemenin İslam'a ve Müslümanlar'a zararları
Hz. İsa'nın yeniden dünyaya geleceğine inanmak, misyonerlere destek olmak demektir.
Mesih Hz. İsa'nın bir kurtarıcı olarak yeniden dünyaya geleceğine inanmak ve onu beklemek, biz Müslümanlar'a da birçok önemli zararlar vermiştir ve halen de bu zararlar devam etmektedir. Özetle açıklayalım:
HURAFEYE İNANILMIŞ OLUYOR Her şeyden önce Hz. İsa'nın yeniden dünyaya geleceğine Müslümanlar tarafından inanılması demek, bir hurafeye inanmak demektir. Dinin en önemli düşmanı ise, batıl inançların, hurafelerin din kisvesi altında saklanması ve din rengine boyanmasıdır. Dinden olmayan, İslam'da yeri bulunmayan, olumlu hükmü olmayan bir şeye dini bir inanç olarak inanmak, gerçek dinin değerine zarar verir, zamanla çoğalan batıl inançlar sanki dinin tamamı batıl inançlarmış, hurafelermiş gibi bir imajın doğmasına sebep olur. Dolayısıyla, Hz. İsa'nın yeniden dünyaya geleceğine inanmak İslam için de, Müslümanlar için de ciddi manada zararlı olmuştur.
MİSYONERLERE DESTEK OLUYOR Hz. İsa'nın yeniden dünyaya geleceğine inanmanın, son yıllarda çok önemli ve çok büyük bir zararı ortaya çıkmış bulunuyor. O da Müslümanlar'ın Hıristiyan'laştırılması yalunda misyonerlere destek olması şeklinde bir sonuç vermesidir. Bilindiği gibi, son yıllarda ülkemize bir misyoner akını başlamış bulunuyor. Bunlar, halkımızı ve gençlerimizi Hıristiyan'laştırabilmek için binbir türlü yola başvuruyorlar. Bunlardan biri de, gençlerimize "Hz. İsa'nın yakında dünyaya geleceği ve bütün insanlığın ona tabi olacağı ve böylece kurtaracağı kesindir. Siz hemen Hz. İsa'ya tabi olun, onunyoluna girin. Zaten sizin inancınızda, yani Müslümanlık'ta da Hz. İsa'nın yeniden dünyaya geleceğine inanılmaktadır" şeklinde konuşmalarıdır. Böylece saf ve sade Müslüman vatandaşların, özellikle gençlerin misyonerlere kolayca inanmaları, onların inancına geçmeleri mümkün olabiliyor.
MÜSLÜMANLIK'IN SONU İMAJI "Hz. İsa yeniden dünyaya gelecek ve bütün dünyaya hakim olacak, bütün insanlık ona tabi olacak" diye inanıldığı zaman, İslamiyet'in sonu geleceği imajını fiilen ve peşinen kabul etmiş oluyorsunuz. Bu ne kadar tehlikelidir. Böyle inanan kişi kolay yoldan Hıristiyanlık'ı kabule müsait durumdadır demektir. İslamiyet ve Müslümanlar için büyük bir tehlike olduğu kadar, bu inanç Hıristiyanlar ve özellikle de misyonerler içinse büyük avantaj sağlamaktadır. Unutmayalım ki, misyonerleri yetiştirirken, biz Müslümanlar'ı hangi yollardan kolayca kazanacaklarına dair bilgilendiriyorlar. O nedenle, misyonerlerin propaganda taktikleri arasında Hz. İsa'nın yeniden dünyaya geleceği ve buna Müslümanlar'ın da inandıkları konusu önemli ve öncelikli yer işgal etmektedir. Kısacası, Müslümanlar'ın Hz. İsa'- nın yeniden dünyaya geleceğine gereksiz yere inanmaları demek, kısmen Hıristiyanlık'ı kabullenmeleri ve misyonerlerin tuzaklarına kolayca düşecekleri demektir.
DİN GİDERSE VATAN DA GİDER Bazı sığ düşünceli kimseler; Müslümanlar'ın Hıristiyan olmalarını fazla önemsememekte, böylece misyonerlerin çalışmalarını da hoşgörü ile, hatta bunu bir din özgürlüğü olarak görmektedir. Bu düşünce son derece yanlış ve sakıncalıdır. Din giderse kültür de gider, milli birlik de gider, vatan savunması duygusu da gider ve sonunda vatan da gider. Vatan ve milletin, maddi varlığı gibi bir de manevi varlığı vardır. O da başta din olmak üzere, milli kültür, vatan ve millet sevgisidir. Din vatan sevgisini, millet sevgisini ve milli birliği besler ve zaruri kılar. Dolayısıyla halkımızın İslam inancı bozulursa, İslam elden giderse, beraberinde çok şey de birlikte gider... Misyonerlerin ve onların arkasındaki büyük güçlerin amacı da salt dinlerini yaymak değildir. Hatta misyonerlerin büyük bölümü ve onları yetiştirip gönderen, emirlerine büyük paralar veren güçler, büyük ölçüde dine hiç inanmıyorlar. Onlar Hıristiyan'laştırmayı, bir ülkeyi içeriden ele geçirmenin bir aracı olarak görüyorlar. İşte, Güney Kore'yi kısmen Hıristiyan'laştırarak ülkeyi kontrollerine aldılar. Türkiye'de birkaç milyon Hıristiyan nüfus oluşturabilirlerse, onları destekleyerek ülkeyi ele geçirebilirler. Dolayısıyla misyonerlerin yolunu kesmek, dinimiz İslam'ı korumak demek, aynı zamanda vatanımızı, hürriyet ve istiklalimizi de korumak demektir... O nedenle, misyonerlerin işini kolaylaştıran Hz. İsa'nın yeniden dünyaya geleceğine dair sakat inancı silmek zorundayız.
DECCAL İNANCI DA HURAFE Hz. İsa'nın yeniden dünyaya geleceğine dair inanç batıl inanç olduğu gibi, Hz. İsa ile birlikte bir de Deccal adında bir yaratığın ortaya çıkacağı ve Hz. İsa'nın onu öldüreceği şeklindeki inanç da sakattır ve de hurafedir. Bu hurafe de Hıristiyanlar'dan sızmadır. Deccal ile ilgili de birçok hadis uydurulmuştur. Hiçbirinin bir değeri yoktur. Bu hadisleri uyduranların iyi niyetli olduğunu söylemek zordur. Çünkü Müslümanlar arasında kalıp da Müslüman görünmek zorunda kalan çok sayıda gayrimüslüm bilgin, İslamiyet'e birçok saçmalıklar sokmuşlardır. Deccal inancı da bunlardan biridir. Hz. İsa'nın neden dünyaya yeniden gelmeyeceğine dair verdiğimiz bilgiler, aynı zamanda Deccal inancının sakatlığını da ifade edecek niteliktedir.