Eğer bir gün gidersen; bu aşk bitti diye üzülmem. Sen gitsen de, geride tek başıma yaşayabileceğim bir ayyaş bırakmış olacaksın. Aşkın o kadar büyük ki, onu tek bir yürekte bir ömür yaşatabilirim. Şunu unutma herkes öylesine, sen ölesiye. Ninocan'dan Carlos'a
Bugün yıkığım, yılgın, çaresiz ve güçsüz. Yaşanılası bu hayatta seninle karşılaşmam, en güzel ve en isabetli tesadüf olsa gerek. Seni ne kadar sevdiğimi anlatmaya çalıştım ama başaramadım. Ya sen benim sevgimin dilinden anlayamadın ya da ben anlatamadım. Seni kaybetme ihtimalinin düşüncesi bile beni öldürürken, şimdilerde çok uzaktasın. Her şeye rağmen mutluluk yarın içinse, hiç bıkmadan beslenen umuttaysa, senin için beslediğim umut hiç bitmeyecek. Çünkü, mutluluğu mesafelere aldırmadan arıyorum ben. Kahrolsun, lanet ettim sevdaya. Bu sensizliğin son günü olsun... Liseli Aşık'tan Iğdırlı Ercan Yoncalı'ya
Ben seni asil insanların basit sevgisiyle değil, basit insanların asil sevgisiyle sevdim bebeğim. Hasretimin dineceği günün yani 16 Nisan'ın umuduyla yaşıyorum. Seni dehşet özledim bebiş... Kum Şeytanı'ndan Çetinlerin Gülü'ne
Rüzgar dallarını eğse de, sen sakın eğilme. Yaşamak zor gelse de, sen sakın pes etme. Acı nedir, hüzün nedir, sen sakın bilme. Bu yürekten kim giderse gitsin, sen sakın gitme... Kırçiçeği'nden Tekirdağlı Muhammet'e
Gün gelir evlenirsen çağır düğününe. "Bir tanıdık" dersin. Bir köşeye çekilip gözyaşı dökersem, sorana "Allah'ın garibi" dersin. Herkes eğlenirken ben ağlarsam, aklımı kaybedip sana bağırırsam, sorana "Allah'ın delisi" dersin. Gelinlikle seni her an görürsem, ellerim kalbimde yere serilirsem, gözlerine bakarak canımı verirsem, sorana "Aşkımın kurbanı" dersin. Düğün sonunda cenazem çıkarsa ve gömülmem için mezar kazılırsa, mezar taşı için ismim sorulsa, sorana "Dertler babası" dersin. İsterim kefenim eskimiş olsun, yalan dünyada murat tanımam, umarım gönlümde Deryam olsun... Dertler Babası Ercan'dan Gönlümün Deryası'na
Canım oğlum Kemal. Doğum günün kutlu olsun. Seni seviyoruz... Rıdvan İçler/Muğla
Seni unutmaya çalışacağım. Kalbim titrese de, hep hasretinle sensiz yaşamaya çalışacağım. Kolay olmayacak seni unutmak belki ama, gece-gündüz alışacağım. Nasıl olsa seninle birleşemeyiz. Ben bu yanlızlığa katlanacağım. Ayrılık derdine mahkum kalbimiz, sensiz yaşamaya alışacağım... Çanakkale'den Volkan'dan unutamadığı Ayşe'ye
Sensiz hayat yerin dibine batsın, sensiz açan gülüm sararsın solsun. Sensiz bu dünyamı kıyamet yıksın, sensiz bu bedeni canım ne yapsın!.. Jandarma Kurye'den Biricik'ine
Ben her şeye inat, sadece seni sevdim. Hiç kimseye aldırmadan, bir çıkar kollamadan sevdim seni. Tüm karanlıklara inat, asla vazgeçmedim. Bir kez daha, bir kez daha sevdim. Bir tebessümü, sıcak nefesini, masum bakışını, bana kaş catışını bile sevdim. Gecelerime yıldız misali düşen gözlerini, her defasında sevgiler sunan sözlerini. En güzeli senin yüreğini sevdim ben. Her şeye inat, sadece seni sevdim ben. Hayatım seni çok seviyorum... Ebru'dan Murat Kaya'ya
Gidersen bugün bu evden, bu can, bu hayat düşer gözümden. Ben sana, deli divane aşığım. Üzersem, bir gün kıyarsam, verdiğim sözden cayarsam ,alsın bu canı Allah razıyım. Aşkım sensiz yaşayamam, taşıyamam bu canı... Didem Ergüç/ A.B.S.Ç.S. Aşkım
Gözlerindeki güzellikten bir kıvılcım çıkıp yanıma gelse ve birden bire cine dönüşse, ondan 3 şey istememi söyleseydi, şunları isterdim: Bir tane daha kalp isterdim seni daha fazla sevebilmek için. Bir tane daha göz isterdim, güzelliğini daha fazla görebilmek için. Daha büyük bir dünya isterdim, çünkü sana olan sevgim çok büyüdü, bu dünya ona yetmiyor artık... Turgay'dan Bebek Yüzlü Öznur'una
Karanlık olmazsa ışığın, hastalık olmazsa sağlığın, kötülük olmazsa iyiliğin kıymeti bilinmez. Önemli olan gözlerinde ve yüreğinde ışığını, bedeninde sağlığını kaybetmeden sana bahşedilen kötülerle ve kötülükle karşılaşmadan iyiliğin kıymetini bilmektir. Yüce Tanrı, insanoğluna en büyük nimet olan aklı vermiştir ve bunu bir şekilde kullanmasını ister... Gürsel İleri
Önce düştüğümde kalkmayı öğrendim, sonra aleve dokunmayı. Önce sevmeyi öğrendim, sevilmeyi sonra. Terk edilip beklemeyi, sayende unutulmayı öğrendim. Her şeyi öğrendim de, unutmayı öğrenemedim. Yıllar vardır, nasıl geçtiğini bilmezdim, bir gün vardır yaşamın anlamını değiştirirdi bana dair. Hissetmediğimi, bilmediğimi yaşattı, işte o anı yaşadım seninle sevgilim. Seni çok seviyorum... Özkan'dan Sakarya'daki Meltem'e
Yeşil gözlerin aydınlık gözleri varken, ne yapabilir karanlık umut verir bana, götürür hüzünleri. Gözlerin neden bakmıyor bana, neden kapalı gözlerin? Ay ışığı, güneş yetmez yaşamaya. Bilmez mi yüreğim sigaramın kor ateşi gibi gözlerin yakar beni her bakışta. Kapama gözlerini, güneş ısıtmıyor beni. Korkuyorum sensiz, çaresiz bırakma beni. Bir sen varsın benden öte, bir de aşkın... Yusuf'tan birtanesine İstanbul
Milyonların içinden "İlle de yağmurum" dedim. 4 sene geçti, çok güçlükler aştık, yokuşlar çıktık, zirveye geldik. Birbirimizi öyle tanıdık ki, konuşmak için dilimizi kullanamaz olduk. Gözlerindeki her bakıştan, milyonlarca cümle kurabiliyorum. Allahım, sözlerim aşkıma değil, her şeye gücü yeten sana. En büyük duamdır, kulun olmak senin. Ben yokum artık, her an yanında olamam aşkımın. Ben hep sarılır, ısıtırdım. Sen de yorganını esirgeme aşkımdan. Riyakar insanlar bana güldü, ona güldürme Allahım. Ölümden bahsettirme, hep gülsün, o gülsün ki ben de mutlu olayım. O ağlarsa ben ölürüm, mutlu ol Yağmur'um... Özgür Tapbaş'tan Yağmur'a/K. Ereğli