CEVAP: Bir cuma hutbesinde, hoca efendi şöyle bir şey söyledi: "Hz.Peygamber'inannevebabası,kendisiküçükikenölmüşlerdi.OnedenledekendisineimanedipMüslümanolmamışlardı.Allahonları,yaniHz.Peygamber'inannevebabasınıbirgünlüğünüdiriltti,Hz.Peygamber'eimanettiler,Müslümanoldularveöldüler" dedi. Bu anlatılan olay doğru mudur? Evet, Hz.Peygamber'in anne ve babası henüz kendisi küçük yaşta iken ölmüşlerdi. YüceAllah, ölüleri diriltmeye kadirdir. Allah'ın her şeye gücü yeter... Ancak, Hz.Peygamber'in anne ve babasının bir günlüğüne diriltildiğini açıklayan hiçbir belge mevcut değildir. Kur'anıKerim'de ve kesin hadislerde, böyle bir konu yoktur. Bu anlatılan şey, bir uydurmadır. Güya, Hz.Peygamber'in annesi ve babasını korumuş oluyorlar. Böyle hikayeleri uyduranlar ve anlatanlar, şu gerçekleri bilmiyorlar. Hz.Peygamber'in anne ve babası, İslam'dan önce ölmüşlerdi. Kendilerine İslam tebliğ edilmemişti. Dolayısıyla da İslam ile yükümlü değillerdi. Zira, İsraSuresi'nde, "Biz,Rasgönderipemirlerimizitebliğetmedikçe,kimseyeazapetmeyiz" diye buyurulmaktadır. O nedenle, Hz.Peygamber' in anne ve babası İslam ile sorumlu olmazlar. Bir de, Peygamberimiz'den önce bölgede Hanifler denilen bir grup vardı. Bunlar Allah'a şirk koşmazlar ve Hz.İbrahim'in dinine tabi olurlardı. Hz.Peygamber'in anne ve babasının bu Hanifler'den olduğu yolunda bazı rivayetler vardır. Dolayısıyla, onlar Allah yolunda idiler. Her iki halde de Hz.Peygamber'in anne ve babası müşrik ve kafir değildiler. O nedenle, onları güya kurtarmak için "Birgünlüğünedirilipdeimanettiler" şeklindeki uydurmalara hiç gerek yoktur. İslamiyet'i hurafelerden, uydurma hikayelerden arındırmalıyız. Bu türlü uydurmalar, insanların inancını sarsar.
***
HacdaTürkçeduaetsekkabuledilirmi?
CEVAP: Neden olmasın, hacda da başka yerlerde de bütün dualar herkesin ana dili ile olabilir ve de olmalıdır. Çünkü YüceAllah her dili anlar. Biz Arapça'yı bilmeyiz ama, AllahTürkçe'yi de bilir ve bizi anlar. O halde, bütün halinde ibadetlerimizi Türkçe olarak yapmamız çok daha etkili ve faydalı olur. Elbette, bir insan YüceAllah'a dua ederken yani dileklerini sunarken, ona şükür ve inancını ifade ederken, onu anlamalıdır. Allah'tan ne dilediğini bilmelidir. İslamiyet'in özünde, anlamak ve inanmak vardır. Duada da yine anlamak ve talep etmek, anlayarak şükür eylemek vardır. Kişi anlamıyorsa, aklı işlememiş, aklı çalışmamış demektir. İnsan aklı ile insandır, aklı ile sorumludur. Her işi aklı ile anlar, düşünür ve yapar, aklı devreden çıkartırsanız, her şey biter... Dolayısıyla hacda ve diğer yerlerde, dualarımızın ve bütün halinde ibadetlerimizin ana dilimizde olması, aslında zaruri bir şarttır. Fakat EmevilerArapça ibadeti zorladılar ve alıştırdılar, tarihte böyle gelişti. Ama şimdi Türkçe ibadet giderek yaygınlaşıyor. Ülkemizde, zamanla tamamen veya çoğunlukla Türkçe'ye dönüşecektir.