Yeni basın yasasının getirdikleri, ülkenin bağımsızlığını götürecek. Bir mesleğin anlamını yok edecek. Böylesine bir düzen kurulurken susmak, tüccarlığı gazeteciliğe tercih etmektir. Hiçliğin uykusudur, polikanın pususuna yem olmaktır. Ve ne acıdır ki... Ülkenin beline beline vurmaktır.
***
Kaç zamandır asaletini yitiren gazetecilik, geleceğini de Nisan'dan sonra yitirecek. Kimsenin sesi çıkmıyor. Tarihin en yağcı medyası, iktidara kulluk etmenin kurallarını uyguluyor. Karanlık düzen, sokaklara egemen olup, evlerin kapısını çalarken, iktidarın bulaşıklarını yıkamaya gönüllü olanlar, ülkeyi apaydınlık gösterme telaşında hala. Tarihin en güvensiz Türkiye'sinde, içimiz dışımız düşman kaynarken, sahte kahraman yaratan gazetecilik, en büyük tehlikedir. Savaşın çığırtkanlığını yapmak, gazetecilikten sapmak değil de nedir? "Enflasyondüştü" masalıyla, sefalete makyaj yapmak, hangi gazeteciliğin kitabında yazar? Göz göre göre "köleolmaya" rıza göstermek, gazeteciliğin anayasasında var mıdır? Bu ülkede namuslu gazeteciler, savaşta yaralı askeri, sırtında taşıyan yaralı bir askerdir. Bu meseleye sessiz kalan gazeteciler, savaşta ölü taklidi yapan, hain askerlerdir! O yüzden ülkemiz savaşı kaybediyor. Hem içimizde, hem dışımızdaki düşmanlara karşı!
***
Düzen gazetelerinin yasası para! İnsanları mankenlerle uyutanlar, ahlaksız popçularla "uyuşturucuetkisi" yapanlar, hangi özgürlüğün derdine düşecek ki? Bacak arasından yazan kadın yazarlarla, şehvetin sonsuz özgürlüğünde dans etmek varken, gerçek özgürlüğün kavgasını vermek, nasıl da boş geliyor bazılarına. Onlar ihanete amade! Onların gazeteciliğinin altını değiştirmeyin! Pek hoş kokuyorlar!
***
Kırmızı alarmdır yeni yasa! Bizleri kibrit kutusunda böcekler gibi gazetecilik yapmaya iteklemektir. Basın özgürlüğüne kelepçe vurmaktır. Demokrasinin kafasına sıkılan kurşundur! Yeni yasa, bu ülke için, "Muhteşembirdarağacıdır!" Sallandırılması sudan ucuz!