Basında 'BDDK, TMSF, Hükümet, zora giren bankayı ne yapalım'ı tartışıyor. BDDK, zora giren bankanın doğrudan tasviye edilmesini, Hazine, 'IMF'nin isteği bu değil, IMF zora giren bankanın eskiden olduğu gibi TMSF'ye devredilmesini istiyor' diyor. TMSF ise zora giren bankanın fona devredilmesi ve bankanın fonda 9+3 ay canlı tutulmasından sonra elden çıkarılmasını savunuyor. Düzenleme serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesi içinde olmalıdır. Aksi halde sui jenerist bir yapı çıkar ortaya. Bankanın TMSF'ye devrinden sonra mali yapısının çok daha hızlı bozulduğu bir gerçek. Bu bozulmayı TMSF eski sahiplerine yüklüyor. Çok büyük bir haksızlık yapılıyor. Banka TMSF'nin elinde kaldığı süre uzadıkça bilançonun zarar hanesi de büyüyor. Bankaların eski sahiplerinin itiraz hakkı olmadığı için konunun açığa çıkması da mümkün olmuyor.
IMF'ninesasderdi... Gelelim IMF'nin isteğine... IMF ülkemizde bulunan sıcak paranın miktarını biliyor. Bankanın TMSF'ye devri demek, mevduat garantisinin sınırsız olarak yabancı mevduata verilmesi demektir. Zora giren bankada bulunan yabancı kaynaklı mevduat garanti altında olduğu müddetçe dışarıya gitmiyeceği var sayılmaktadır. Bu varsayım tam doğru değildir. Sıcak para ekonomik sebepler dışında da ülkeyi terk edebilir. Burada IMF kendisiyle çelişiyor görünümündedir. Onun derdi yirmi milyar doları geçmiş bulunan sıcak paranın dışarıya çıkmasının önlenmesidir. BDDK ise ora giren bankanın TMSF'ye alınarak kamunun sırtına ilave bir yükün gelmesinin önlenmesi için tasfiyesi gerekir" diyor. BDDK'nın görüşü yerindedir. Bazı bankalar zora girdi diyerek, özelleştirilmesi gereken bankacılık sektöründe kamu payını artırdık. TMSF yönetiminde kalan bankaların zararı daha da büyüdü. Bu zarar artışını da Hazine'ye yükledik. Zararın büyümesinde bankanın adının çıkması da rol oynamıştır. Doğan ilave zararın ne kadarı yönetim hatasından ne kadarının adının çıkmasından olduğunu kestirmek de pek mümkün değil tabii. Doğa kanunudur, her kurum elindeki yetkileri devredemez hatta mümkünse o yetkileri artırmak ister. Hal böyle olunca, TMSF ora giren bankayı ben bünyeme alayım . Bir yıl içinde de bankayı satar mıyım, yoksa tasfiye edermiyim kararını veririm" diyor. Bu arada doğacak ilave zararı kimin ödeyeceğini söylemiyor. TMSF Hazine'den sıfır maliyetli kaynak kullanarak sermayeyi güçlendirdiği taktirde elbette ki, banka zor durumdan kurtulur. Ama kaynak maliyetinin ilave edilmesinde bankanın durumu daha da bozulmuş olacağı bilinmelidir. Özetlersek, küçük tasarruf sahibinin 23 bin YTL'lik tasarrufunu garanti altına alarak, zora giren bankanın iflasını istemek doğrudur. Gerisi suni teneffüsle komadaki adamı yaşatmak demektir.
