Partisine yönelik eleştirilerin artması üzerine BaşbakanRecepTayyipErdoğan, siyasetçilerin alışılmış refleksi ile hareket edip, faturayı medyaya kesiyor. Kendisini, mesai arkadaşlarını, bakanlarını, TBMM Grubu'nu, partisini yoklayıp kontrol edeceğine, kestirmeden sonuç almak istiyor ve şöyle diyor: "Hortumlarkesildiğiiçinböyleyapıyorlar.Alıştıklarıdüzenartıkolmadığından,gözdağıvermeyekalkışıyorlar.Tekzipleribileyayınlamıyorlar". Başbakan, dün de İstanbul'da katıldığı toplantılarda bunları söylerken, partilileri alkışlayıp "Türkiyeseninlegururduyuyor" sloganları atıyor. Bundan mutlu olduğunu gizleyemeyen Başbakan Erdoğan da, sözü partisinden istifalara getiriyor ve "Çuvalıniçindekiçürüklertemizleniyor" benzetmesi ile, AKP'den ayrılan milletvekillerine atıfta bulunuyor. Ne kadar enteresan ve dikkat çekici bir konuşma... Bundan 3 yıl önce, 3 Kasım 2002'deki seçim arefesinde, o dönemin partilerinden istifalar yaşanmış ve AKP'nin çatısı da ağırlıklı olarak bu milletvekillerinden oluşmuştu. Çoğu,bugünküAKPHükümeti'ndebakan,TBMMGrubu'ndayönetici,partidedeüstkurulveBaşbakanlıkDivanıüyesiolanbumilletvekillerisayesinde,Başbakan'ınönlenemezyükselişibaşlamıştı. Dönemin ANAP, DYP, MHP ve Saadet Partisi'nden istifa eden milletvekilleri ile AKP Grubu oluşturulmuş ve meşruiyetsorunu tartışmaları da bu görüntü sayesinde giderilmişti.
'Güngelir,hesapdöner' Partilerinden istifa eden milletvekillerinden "vekilliklerinin" düşürülüp cezalandırılması teklifini o zaman hatıra getirmeyen Başbakan, şimdilerde partisinden başlayan istifalarla böylesine şaşırtıcı açılımları gündeme getirebiliyor. Hatta, CHP'den ayrılan milletvekilleri, partisine katılırken bile vekilliğin düşürülmesini gündeme getirmiyor ve onları partisine törenle alıp, yakalarına AKP rozeti takıyor. Neticede bu çifte standart mantık ve bakışa kamuoyunda esprili şekilde yorumlar getiriliyor: "AKP'denistifaedenlerinvekillikleridüşürülüpcezaverilsin,CHP'denistifaedipAKP'yegirenlereiseihale!" Tabii ki, kamuoyunda yaygınlaşan bu esprilerin haklılık payı da var. Söz konusu CHP kökenli AKP'lilerin girdiği ihaleler, gazete sayfalarını dolduruyor, usulsüzlük iddiaları birbiri ardına sıralanıyor. Sayın Başbakan, bütün bu gerçekleri dikkate alıp "Yolsuzluklamücadele" adına hesap soracağına, partisine yönelik kampanyanın başladığını ve birilerinin düğmeye bastığını anlatmaya çalışıyor. Siyasetçilerin malum kıskacı da işte burada öne çıkıyor. İktidara oldukça sıcak bakan, istikrarvetoplumsaluzlaşma adına kılı kırk yararak yayın yapan, yayın organlarındaki yolsuzluk ve kirliliğe dikkat çeken haberlerden dahi ders alınıp gereği yerine getirilmiyor. Hortumların kesildiği ve tekziplerin yayınlanmadığı gibi içi boş söylemlerle savunma refleksli hücumlara geçiriliyor. Siyasi güçlerini, rakiplerinin yok olması için iktidar gücü ile birleştirip önlerinde engel olduklarına inandıkları herkese Donkişotvarisavaşaçanlar, günü geldiğinde aynı akıbetin kendileri için de mukadder olacağını unutmasınlar. "Keserdönersapdöner,güngelirhesapdöner" sözünü en çok siyasetçi hatırlamalı.