Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa 04 Mart 2005

Kaza namazı meselesi...

Kaza namazı ile ilgili olarak, siz sayın okuyucularımdan çok sayıda soru alıyorum. Daha önce de bu konuda yazmıştık. Ancak vatandaşlarımızdan gelen talep üzerine, konuyu bir kez daha açıklayalım:
1- Kur'anda kaza namazı yok
Genelde, İslam dininde kesin haramlar ile farzların Kur'anı Kerim're açık ve net olarak emredilmesi gerekir. Yani, bir şey Kur'an'da açık ve kesin olarak yasaklanmamış ise, o şey haram olmaz. Bir başka şey de, Kur'an'da açık ve kesin olarak yapılması emredilmemiş ise, o şey de farz olmaz. Ancak istisna konular ve iltizami meseleler bunların dışında kalır.
Kur'anı Kerim'de kaza namazları ile ilgili herhangi bir ayet yoktur. Dolayısıyla geçmiş namazların kaza edilmesi farzdır diyemeyiz.

2- Sünnette kaza namazı yok
Sünnet peygamberimizin kesin hadislerini ve yaşantısını birlikte ifade eder. Ne kesin ve mutevatır hadislerde, ne de peygamberimizin hayatında kaza namazları ile ilgili bir emir veya sistematik olarak bir uygulama yoktur. Aynı gün içinde namazın vaktinden geç kılındığı bazı rivayetler vardır.
Ama, sistematik olarak, aylarca ve yıllarca önce kılınmayan namazları ayrıca kılmak, yani kaza etmek şeklinde ne bir emir, ne de bir uygulama mevcut değildir.

3- Kaza namazları bir yorumdur
Peki Kur'anı Kerim'de yok, kesin hadislerde yok, peygamberimizin ve sahabelerinin uygulamalarında bulunmayan kaza namazları nereden çıkmıştır? İlmihal kitaplarımızda ve hocalarımızın konuşmalarında tekrarlanan kaza namazları nereye dayanıyor? Hemen söyleyelim bu bir yorumdur. Din alimlerinin yorumudur. Klasik ifade ile, kaza namazı kılınmasına dair hüküm ictihadi bir hükümdür, yorumdur. Bir içtihadi hüküm, yani dini bir yorum, doğru da olabilir, yanlış da olabilir. O nedenle de o sadece o yorumu yapan kimseyi bağlar, bir de isteyen o hükme katılıp uyabilir, isteyen de katılmayabilir. Biz kaza namazları ile ilgili ictihada yani yoruma katılmıyoruz, yorumu yapan alimlere de, ona uyanlara da saygı duyuyoruz. Ama biz onlara katılmıyor ve uymuyoruz.
Peki neden katılmıyoruz? Yıllarca önce geçmiş namazların hesap edilip onları kılmanın, yani kaza etmenin gerektiği şeklindeki yoruma yani ictihada katılmıyoruz. Nenedini açıklayalım:

1- Yetkisiz hüküm
Allah'ın farz etmediği, peygamberimizin emretmediği, böylesine ağır bir ibadeti, bir hoca efendinin farz kılmaya yetkisi yoktur diye düşünoyoruz. Dolayısıyla da yetkisiz verilen hükme katılmıyoruz ve de uymuyoruz.

2- Şekilci bir anlayıştır

Geçmiş yıllara ait namazların vakit ve rekatlarını hesap edip şimdi onları yeniden kılmak şekilci bir anlayıştır. Onlar namazı belli şekilleri yapmaktan ibaret sanıyorlar. Namazın manevi yapısını, iç huzurunu, gönülden yakarış halini, ilahi huzurda yüksek manevi haz ve haşyeti hiç düşünmüyorlar. Onlar namazı belli hareketleri yapmak ve belli kelimeleri tekrarlamak olarak yani şekilcilik olarak anlıyorlar. Bu anlayış, öncelikle namazın ruhunu yitirip, şeklini tekrarlama ve ona göre de işi rekat ve hareket sayısını hesaplama kısırlığıdır. İslam'ın ruhuna uymaz.

3- Adaletsiz sonuç doğurur

Kaza namazlarını kılmak farzdır derseniz bundan adaletsiz sonuç çıkar. İki kişi düşünün biri müslüman olan kişi, diğeri müslüman olmayan kiyi. İkis de 50 yaşına gelmişlerdir. İkisi de hiç namaz kılmamışlardır. Müslüman olmayan kişi şimdi müslüman oldu ve namaza başladı.
Peki bu adam geçmiş 35 yıllık namazı kaza edecek mi? Hayır yeni müslüman olmadığı için ona kaza namazı yok. Peki müslüman olup da 50 yaşında namaza başlayan insan 35 yıllık geçmiş namazlarını kaza edecek midir? Evet, ona kaza namazı farzdır.
Peki bu bir adaletsizlik olmaz mı? Elbette adaletsizlik olur ve İslam'a aykırı düşer.

4- Dini zorlaştırmadır
Geçmiş yıllara ait namazları tekrar kılmayı, Allah'ın emri peygamberin emri olmadığı halde bizim emretmemiz dini zorlaştırma anlamına gelir. Kur'anı Kerim'in getirdiği temel prensiplerden bir tanesi de, "Allah sizin için dinde zorluk istemez" şeklindeki ilkedir. Peygamberimiz de "Kolaylaştırın zorlaştırmayın müjdeleyin nefret ettirmeyin" diye buyurmuştur.

5- Günahlara tövbe edilir

Bir insan başka insanlara karşı bir suç işlerse, onun hakkını vermesi ve hellaleşmesi gerekir.
Bir insan Allah'a karşı bir günah işlerse, bunun çaresi tövbe etmektir. Bir ibadeti zamanında yapmamış isek, Yüce Allah'dan af dileriz. Kur'anı Kerim'de günahlara tövbe edilmesi gerektiği konusunda çok sayıda ayeti kerime vardır. Geçmişte kılamadığımız namazlarımız için de tövbe ederiz, Allah'dan af dileriz.
Zekat ibadeti terk edilmiş ise tövbe ile birlikte verilmeyen zekatı vermek gerekir. Çünkü burada kul hakkı vardır.
Oruç da öyle. Sebebi Kur'an'da oruç ile ilgili ikili hüküm var. Ya oruç tutulacak ya da fidyesi yani bedeli fakire verilecektir. Burada da kul hakkı var. Oruç tutmuyorsa bedelini fakire verecektir. Çünkü orucun farz olma sebebine fakirlerine halini bizzat aç kalarak anlayarak onlara yardımcı olma hikmeti vardır. Kazaya kalmış oruç tutmuyorsa, zorlanıyorsa fidyesini yani bedelini ödeyecektir. Bedelini ödemeyecek durumda olan mazereti olur, mümkün olursa öder.
Kısacası içinde kul hakkı olan bir ibadet terk edilmiş ise hem tövbe hem de hakkın verilmesi. Yalnız Allah hakkı olan bir ibadet terk edilmiş ise sadece tövbe ve af dileme gerekir.
GÜNCEL
Figüran Figüran dehşeti
Kendisinden boşanmak isteyen eşinin kavgalarına tanık olarak...
'Yedisini de doğuracağım'
Vicdansızlara müebbet
Dedikodu cinneti
F-16 yere çakıldı, 2 pilottan...
1 milyona kiralık otel
Gaspçı yaptı
SPOR
Lig Lig alev alev
Lider Fenerbahçe için ligde çok zorlu bir seri başlıyor. Kanarya'nın...
Çalımbay'ın Pancu planı!
Bu işi bitirelim
Fenerbahçe'nin gerçek doktoru
Hagi'den emirler
Yeterli değil
İbrahim Ege korkuttu
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
ISTANBUL - Yağmur 7 C,Kapalı 3 C
ANKARA - Yağmur 9 C,Kapalı -2 C
IZMİR - Kapalı 11 C,Kapalı 1 C
ANTALYA - Par. Bul. 19 C,Par. Bul. 9 C
ADANA - Fırtına 21 C,Par. Bul. 11 C
EKONOMİ
IMKB E: 27.558,880 D:% 1,22
DOLAR S: 1,273 D:% 0,00
EURO S: 1,672 D:% 0,00
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
     
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa
     
     
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu