Ceza hukukunda, insan öldürme kasten veya taksirle gerçekleştirilebilir. Bir kişinin tabanca ile ateş edilerek öldürülmesi kasten, bir trafik kuralını ihlal ederek kişinin ölümüne neden olunması taksirle öldürmeye örnek olarak verilebilir. Bu suçların koruduğu hukuki değer, yaşam hakkıdır. Ölme hakkı diye bir değer, hukuken kabul edilemez. İnsanının kendi hayatına son vermesi ise intihar olarak adlandırılmaktadır. Bir kişi intihara kalkışır ama ölmezse, intihar nedeniyle cezalandırılmaz. Buna karşılık, intihara teşvik veya yardım etmek fiilleri suçtur. Ötanazi, ümitsiz durumda olan hastaların yaşamlarına son vermek anlamına gelmektedir. Bunun ise çeşitli şekilleri vardır.
Talepüzerineöldürme Bazı hallerde, öldürülmeyi hasta talep eder. Bir başkası hastanın yaşamına son verir. Örneğin, hastaya zehir enjekte edilir veya tıbbi yardım kesilir.Ceza hukukunda buna, talep üzerine öldürme denilmektedir. Dünyadaki birçok ceza kanununda talep üzerine öldürmeye, diğer kasten insan öldürmeye göre daha az bir ceza verilmektedir. Türkiye'de bu durum için özel bir düzenleme yoktur. Talep üzerine öldürmeye, kasten insan öldürmenin cezası verilir. Cezası, müebbet hapistir. Ancak kişide acıyı dindirme gibi bir saik olduğundan, bu takdiri indirim nedeni sayılarak, cezada indirim yapılabilir. Bazı hallerde ise, hastanın yaşamına son verilmesi yönünde bir talebi bulunmamaktadır. Ancak, hastanın yakını veya bir başka kişi, onun acılarına son vermek amacıyla ya da artık yaşayacağından umut yok diye hayatına son verir. Bu halde de Türkiye'de yine kasten insan öldürmenin cezası verilir. Diğer bir ötanazi türü ise, hastaya yaşamına son vermesi için yardım edilmesidir. Bu durumda, bir intihar söz konusudur. Sadece yardım eden kişi, intihara yardımdan dolayı cezalandırılır. Cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapistir. Bir haksızlık cezalandırılırken, kişinin kusurunun ağırlığı dikkate alınmalıdır. Acılar içinde, yaşamından ümit kesilmiş bir hastayı, hastanın ısrarlı talebi üzerine öldüren kişinin kusuru, diğer kasten öldürmelere göre daha azdır. Bu halde kişiye, diğer kasten insan öldürmeye göre daha az bir ceza verilmelidir. Ancak şu anda kanunlarımız, bu tür ötanaziye de aynı cezayı öngörüyor.
Ölümdeğilyaşamhak İnsan bir amaçtır. Hangi nedenle olursa olsun, bir araç, bir obje konumuna indirgenemez. İnsanın kendi yaşamına son verilmesi konusundaki rızası, hukuken geçerli bir rıza sayılamaz. İnsan yaşamı dokunulmazdır. Onu dokunulur hale getirmemeliyiz. Ölüm hakkı, yaşam hakkının değersizleştirilmesine yol açar. Bu düşünce ise, bugün ümitsiz durumdaki hastaların, yarın özürlülerin, başka bir gün farklı etnik köken veya inanış sahiplerinin öldürülebileceği fikrini güçlendirir. Hangi durumda olursa olsun, yaşadığı sürece, insanı yaşamaya değer bir varlık olarak görmeliyiz, insandan ümidimizi kesmemeliyiz. En ağır suçları işleyenlere dahi ölüm cezasının verilmemesinin temelinde de bu felsefe yatar.