Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa 05 Şubat 2005

Günün Öyküsü



'Yaşamayı seviyorum'
Her insanın hayatında en az bir defa yaşadığı bunalım dönemleri vardır. En çok da gençlik döneminde yaşanır bu bunalımlar. Sanırım, ortaokulda yaşadığım da bunun gibi bir bunalımdı. Okul değiştirmiştim. Arkadaşlarım, öğretmenlerim, hepsi yeniydi ve gözümde sadece bana hayatı zorlaştıran varlıklardı. Her gün yataktan büyük bir mutsuzlukla kalkıyor ve okula gitmemek için anneme mazeretler sıralıyordum. Ama şüphesiz her gün çaresiz, o gitmekten nefret ettiğim okula gönderiliyordum. Belki de bu bunalımın kaynağı, okulda kendini kabul ettirememişlikten geliyordu. İlkokulda öğretmenlerin ve öğrencilerin başarılarıyla tanıdığı ben, bu yeni okuluma bir türlü uyum sağlayamıyor, derse katılmıyordum. Ve ilk yazılılardan aldığım notlar da bu bunalımımı körükledi. Aynı yıl içinde evde de bazı sorunlar vardı. O yıl felç geçirerek, bakıma muhtaç kalan dedem ve onun sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan ailemin durumu da pek iç açıcı değildi. Evde de bana gösterilen ilgi kısmen azalınca, kendimi büsbütün yalnız hissetmeye başladım. Hafta sonu gittiğim kursta da durum pek farklı değildi. Cumartesi, pazar günleri gittiğim derslerin haricinde bir de her hafta cuma günü gitmek zorunda olduğum haftalık sınavlar vardı ki, beni en çok çileden çıkartanlar bunlardı. Ama bu cuma günkü sınavlardan birinde öyle bir şey dikkatimi çekti ki, beni kendime getirdi. Yine isteksizce sınava gittiğim bir gündü. Boş sıralardan birine oturdum ve sınavın başlamasını beklemeye başladım. O sırada birden kapıdan giren 2 kişi dikkatimi çekti. Bunlar tekerlekli sandalyede oturan, benim yaşlarımda bir genç ve besbelli ki onun babasıydı. Çocukta tam olarak ne oldugunu bilmediğim bir hastalık vardı. Yürüyememesinin yanı sıra, bedeninin üst tarafını da tam olarak kullanamıyordu. Bütün sınıf doluydu ve sadece benim yanım boştu. Şaşkın bakışlarım arasında yanıma yaklaştılar ve sandalyeye oturan çocuk, "Yanına oturabilir miyim?" dedi. "Evet" diyebildim zorlukla. Bunun üzerine babası oğlunu kucakladı ve yanıma oturttu. Ben merak ve korku arası bir duyguyla onu süzerken, o sıcacık bir gülümsemeyle bana döndü ve "Kaça gidiyorsun?" diye sordu. "Orta 1'e, ya sen?" diye sorduğumda ise, orta 3'e gittiğini, bu yıl sınava gireceğini ve her hafta sonu sınava geldiğini söyledi ve ekledi: "Aslında böyle babama yük oluyorum ama, iyi bir okula gitmek istiyorum, o yüzden her hafta sonu sınava geliyorum." Bu duyduklarım yıllar sonra bile bana yol gösterip, cesaret verecek sözlerdi. Ama o anda bir şeyler söylemem gerektiğini düşündüm ve birden, "Zor olmuyor mu?" diye sordum. Ama sözcükler ağzımdan dökülür dökülmez pişman oldum, çünkü onun bedensel özrünü kastettiğimi sanabilirdi. Soruma gülümseme ve şu kelimelerle cevap verdi: "Hayır, çünkü yaşamayı seviyorum!" Tam bu sırada soru kitapçıkları dağıtıldı. O benden önce soruları bitirip çıktı ve başka bir şey konuşmadık. Oysa onun sözleri beynimde yankılanıp duruyordu. Bunca zorluğa rağmen, her şeye göğüs gerip, hayalini gerçekleştirmek için çabalıyordu. Ve ben o anda, her imkanın olmasına rağmen en önemlisi de sağlığım yerindeyken, böyle hoşnutsuz olduğum için kendime çok kızdım. "Acaba hangimiz ailemize daha çok yük oluyoruz?" diye düşündüm. O mu, yoksa her gün anneme ecel terleri döktüren ben mi? O günden sonra, her hafta sonu onun sınava girdiğini gördüm. Sınava gelmeyen bir sürü insana inat, her hatfa sonu geliyordu. Onun bu azmini görünce, kendimden utandım. Derslerime çalışmaya başladım. Artık her cuma ve hafta sonu derslere ve sınavlara yakınmadan gitmeye başladım. Yavaş yavaş üzerimdeki sıkıntılı havayı attım ve artık daha büyük şeyleri başarabileceğime inanmaya başladım. Ve 2 yıl sonra girdiğim sınavda oldukça iyi bir puan alarak, iyi bir okulu kazandım. Çoğu zaman içten içe bana bu azimi veren, beni daha büyük hedeflere sürükleyen, adını bile bilmediğim gence teşekkür ettim. Onu bir daha görebileceğimi sanmıyordum ama, doğrusu ne yaptığını da merak ediyordum. Yanılmışım... Tam 4 yıl sonra gördüm onu. Ama bu kez karşımda değil de, televizyonda. Yıllar önce bana karanlıkta adeta bir ışık olan azmi, bu kez bir haber programına konu olmuştu. Bu yıl üniversite sınavına girdiği ve elektrik mühendisliği bölümünü kazandığını söylüyordu spiker. Ve beynindeki tümörün gitgide büyüdüğünü, hatta artık konuşmasını bile etkilediğni söylüyordu. Evet gerçekten oldukça zor konuşuyordu. Gelecek yıl yine üniversite sınavına gireceğini söylüyordu. Çünkü elektrik mühendisi değil, bilgisayar mühendisi olmaktı hayali. Spiker, son olarak bu azmini neye borçlu olduğunu sorduğunda da verdiği cevap benim yıllar önce duyduğumun aynısıydı: "Yaşamayı seviyorum!" Bu sözü duyar duymaz bir kez daha şu sözlerin doğruluğuna inandım: "Kazanmak istiyor ama bunu yapamayacağımı düşünüyorsan, kazanamayacağın neredeyse kesindir. Mücadele etmek, yalnız güçlü insanlara özgü değildir. Ama er ya da geç kazananlar, kazanacağını düşünenlerdir." (Kaynak: Tavuk Suyuna Çorba)




DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
Kutup soğukları geldiAfganistan'da uçak...
Haluk Kırcı Türkiye'deMilli atlet donarak öldü
Asansör gaspçısıKezzap atan kocaya 13 yıl
Son uykuTaksicilere iyi haber
Medya beddualarıGüne BAKIŞ
GüneBAKIŞGüne BAKIŞ.
Kulağınıza Küpe Olsun
EKONOMİ
Patronlara Patronlara çağrı
Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında yer alan sağlık ve eğitim...
Fındık, bonfileyi geçti
TÜSİAD'dan 5 hedef
Bilgin:Yapı Kredi için son...
IMF ile stand-by'da anlaşma...
Demir Sabancı'dan trilyonluk...
Morgan Stanley: Türkiye...
MAGAZİN
Komik Komik olmayın lütfen herkes size bakıyor!
Espri yapmak, bilgiyi ve halkın gerçeklerine sığınmayı gerektiriyor.
İkisi de yalancı
Playboy'a Soyundu!
Gazeteci olacak
Ağır Abi seviyor
Çağla, Emre'nin evine yerleşti
Dizi için sakal bıraktı!
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
ISTANBUL - Yağmur 9 C,Yağmur 4 C
ANKARA - Kapalı 7 C,Kapalı -1 C
IZMİR - Kapalı 8 C,Par. Bul. 3 C
ANTALYA - Par. Bul. 15 C,Par. Bul. 6 C
ADANA - Yağ. Ola. 11 C,Par. Bul. 6 C
EKONOMİ
IMKB E: 27.530,310 D:% -0,09
DOLAR S: 1,312 D:% -0,76
EURO S: 1,700 D:% -0,93
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
SPOR
GÜNCEL
     
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa
     
     
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu