Eskiden kız kaçırma; belli bölgelerde başlık parası ya da aileler arası anlaşmazlıklar nedeniyle birbirini seven gençlerin kaçmasıydı. Sonra ya ailelerle barışılır her şey "tatlıya bağlanırdı" ya da düşmanlıklar çıkar, ağıtlara, destanlara, filmlere konu olurdu. Ama, temel tema aşktı. Şimdi yeniden gündeme gelmeye başladı kız kaçırmalar. Alan değişmiş, İstanbul'un ortası olmuş, oyuncular ise farklılaşmıştı. Kızın istenmesi, verilip verilmemesi ya da başlık parası yoktu. Bazı adamlar silahlarla genç kadınları kaçırıyor, günlerce basından takip edilen bir film izleniyor. Kim kimi seviyor, bu nasıl bir sevgi, kızlar gönüllü mü değil mi? Anlaşılmıyor. Verilmeyen bir kız yok ortada. Alan da giden de memnun. Aileler karşı değil. Ama yine de silahlar patlıyor, masum insanlar ölüyor, gazete ve televizyonlarda adeta bir dizi film seyrediliyor. Bunun bir aşk olmadığı, sevginin ve aşkın ölmek veya öldürmekle ispatlanamayacağı bir gerçek. Geçmişlerinde işledikleri suçları, hastalıklı ve sorunlu ruh halleri olan bu genç adamlar; erkekliğe, aşka yanlış anlam yüklemişler.
Aşkkarşılıklıolur... Pek tutarlı görünmeyen, bir "Seviyorum" bir "Zorla kaçırıldım" diyen, kaçma fırsatlarını değerlendirmeyip, yaşlarından daha büyük, yetiştikleri ortamdan farklı görüntü sergileyen, sınıf atlama çabasını yanlış algılamış genç kadınların da aşk ve sevgiyi de yanlış öğrendikleri kesin. Erkek adamın sevgi için gerekirse ölüp öldüreceğini, erkeklik göstermenin masum insanları yok etmek ve silahla olacağını nereden öğrendiler. Bunda, eli silahlı "erkek adam"ların olduğu diziler kadar, bu haberleri verirken fark etmeden onları kahraman yapanların da payı var tabii ki. Aynen genç kızlara kurtuluşu ve sınıf atlamayı yanlış öğretenler gibi. Bu şekilde medyada şöhret kazanmak, gençlerimiz için baştan çıkarıcı bir yol, kötü bir örnek olmaya başladı. "Erkeklik" "Hayır" denilmesi karşısında kendine hakim olabilmek, reddedilmeye saygı duyabilmek, katlanabilmektir. Rıza olmazsa, zor varsa, orada suç vardır. Yasalar böyle diyor. Bizim de artık yasa dışı, sahte kabadayı gibi kavramlarla aşk, sevgi ve kahraman kavramlarını ayırmamız ve ona göre davranmamız gerekir. Aşk karşılıklı olursa ne mutlu size. Ama, size "Hayır" deniliyorsa, duygularınız karşılık bulamıyorsa, yapılacak iş, sevdanızın şiirlerini yazmak, yeni bir sevgiye yelken açmak olabilir. Bunu yapmayıp, zora, kaçırmaya, şiddete başvurursanız, suç işlemiş olursunuz. Bu yol, cezaevinde biter. Hem özgürlüğünüzü, hem de yaşamınızda tadacağınız karşılıklı aşk fırsatını kaybetmiş olursunuz.