Ustalardan başımı kaldıramıyorum. Farkındayım ki Türkiye'de 'ustalık' müessesesi tartışmalı... İç mimar adı altındaki kalfalar, inşaatın ya da tadilatın altından kalkamaz hale getiriyor insanı. Bırakalım yıkılsın mı onca güzel eser? Ya da yakılıp otopark mafyasına peşkeş çekilmesine göz mü yumalım? Bu yüzden birçok el sanatı da yok olup gidiyor zaten... Diyelim, evinizdeki merdivenlere bir tadilat yapacaksınız. Eskinin o güzel kıvrımlı ahşap el işçiliği merdivenlerini yaptıracak kaç usta kaldı ki? Küpeşte işiyle uğraşan bir elin parmakları kadar ustanın izini bile bulamazsanız, onca güzellik yok olur gider... Onun yerine iç mimarların genellikle tavsiye ettiği metal, birbirine kolayca eklenen malzemeleri tercih etmek zorunda kalıyorsunuz.
Güvensarsılmışbirkere... Bugün ahşap evleri alıp aslına uygun olarak inşa edebilenler, gerçekten çok yürekli insanlar. Ustalık, kalfalık ve çıraklık eskisi gibi değil.. Sosyal ahlakın kuvvetli kalesi olan bu insanlar, şimdi ölçü, değer olmaksızın iş görüyorlar... Biçilen rakamları, Türkiye'de orta gelir sahibi insanlar ödeyecek durumda değil. Bu yüzden evlerini yenilemekten kaçıyorlar. Güven sarsılmış. Yapılacak iş yarı yola geldiği zaman ölçütleri birbirini tutmayan, adı 'usta' olanlar yüzünden bitmeyen inşaatlar, hem işçileri hem iş yaptıranları bezdiriyor. Uygarlık ölçütlerinde güzel mekanların yaşatılması, yok olan değerlerin aslına uygun inşa edilebilmesi için güvenin ve sanatın yerli yerine konulması gerekiyor.
***
Beyaz önlüklü cesur adam Besim Ömer Paşa adı, size neyi ifade ediyor? Besim Paşa'dan ne annelerin, ne bebeklerin haberi var... Sunay Akın'ın Kule Cambazı kitabından öğrendiğime göre, bu zat olmasaydı kadınlar hastanelerde doğum yapamayacaklardı... Daha doğrusu, kadınlarımız bilimin ellerinde doğum yapabilmelerini Besim Ömer Paşa'ya borçlular... Besim Ömer Paşa, hakarete uğramasına, evinin taşlanmasına, aşağılanmasına rağmen, Gülhane Askeri Tıbbiye'nin bitişiğinde, 3 oda 1 sofadan ibaret olan ilk doğumhaneyi açar. Sunay Akın'ın en büyük dileği, beyaz doktor önlüklü bu yürekli insanın evinin müze haline getirilmesi. Bir yönüyle de gazeteci olan bu insanı tarihin satıraralarından bulup çıkartan Sunay Akın, talihin garip bir tecellisiyle de karşılaşmış... Yazar, Viyana Oyuncak Müzesi'nde 'Titanic'in resmine bakarken anımsıyor bu olayları. Çünkü Paşa, New York'taki bir tıp toplantısına gitmek üzere Titanic'e binmek için bilet almış ama, kimbilir hangi doğum yüzünden gemiyi kaçırmış bir yolcudur.
***
GÖZ UCUYLA Servetverefah,birbirinemuhalefetolmaktançok,uzunsüreöncebirbirinikaybetmişkardeşlergibidir.
