"Sihirli at'lar mı bindim? Uyurgezerlere döndüm Destursuz yerler mi bastım? Düş oldum kendime kendim! Bu derde ne derler sizde?" ZekiÖmerDefne
Nah, yalanım varsa bıçaklara, kurşunlara geleyim.. Hiçbir artniyetim, makaraya almak gibi bir düşüncem yoktu.. Başına gelenleri bildiğimden, içtenlikle sormuştum: - Seninaşktannehaber? Adam deliydi.. Ben bu suali sorunca, oldu zır zır deli: - Ulanpezevenk,şimdisıçtırmaaşkına........ Gözleri dönmüş, ağzı köpürmüş, saldırmaya alesta.. Görevliler güç önlemişlerdi üstüme binmesini.. 1970'li yılların başları olmalıydı.. Bakırköy Tımarhanesi'nin bahçesindeydim.. Diğer tarafta dolanan delilere rezilrüsva olmuştum.. Sorduğum ve net cevabını aldığım kişi, buralara aşktan düşmüş biriydi.. Aşk yüzünden tozutmuş olanlardan.. O tarihlerde ve daha eskilerde aşk ya da halk ağzıyla karasevdaya tutulup, aklını yitirenlere sıkça rastlanırdı.. Sevda denilen şey, şimdikince ticari bir meta olmamış, daha paraya, altına dönüştürülmemişti.. O işlere meraklı turşucuların, ekran karşısında başkalarının aşklarını kovalayan, o konuda ahkam kesmekte harikalar yaratan toplulukların pek karışıp bulaştıkları işlerden değildi.. Herkesin aşkı kendineydi..
Kartopukız.. Üniversitede Gıda Mühendisliği okurken, yolu aşkla çakışmış.. Kartopu kılıklı bir hemşireye düşmüş gönlü.. Orada sıkışakalmış.. O zamanlar ne sittirir "elektrikalıpvermeler" ve dahi "yoğunlaşmalar" .. Sadece sevda düşmüş kalbine, hepsi hepsi o kadar.. Yaman yangın yemiş delikanlı.. Kıza kilitlenmiş hallerde, olmazca diller dökmüş, gönül sermiş önüne.. Dizlerine kapanıp, zehirzıkkım gözyaşları döker bir hallara gelmiş.. Ama ne yaptıysa, ne ettiyse başaramamış kızla bir elmanın yarısı olmayı.. Hemşirenin yüreğine köprü kurmayı becerememiş.. Döktüğü diller, yaktığı ağıtlar, hep boşuna.. Her şeyler boşa.. Hemşire kız devamlı silkelemiş düşsün diye üstünden.. Sonunda oğlan, o aşkmeşk işlerinden bir yan yolu, küskünlüğü seçmiş.. Boşlamış okumayı falan filan.. Çekmiş gitmiş babasının, atasının yaşadığı İstanbul'un gözlerinden ırak bir kasabaya.. Zaman denilen o uzun yol koşucusu, süreç içinde, vaktiyle çocuğun içinde aşk diye açan çiçeğin içine etmiş.. Ve devran dönerken, kasabada başka bir kıza takmış gönlünü.. Sanmış ki: "Aşıkoldum.." Evlenmiş de sonra.. (Aşkdenilenşeyin,enacımasız,enhunharkatilininevlilikolduğununeredenbilsinfukara..VedeyanındahiçyokmuşSemraTeyzegibibiranneki,onanezamanaşıkolduğunusöyleyecekolan..) Bal-badem, "Bensanahayran../Sencamatırman.." günler çabuk gelmiş geçmiş.. Günlerden bir gün karısı söylemiş ki: "Seninle,karakaşınkaragözüniçinevlenmedim..Yüksektahsilinibitireceğinisöylemiştin..Eğerokulunubitirmezsen,babanınyardımıylageçinemeyiz..Amabençalışırsam,obaşka..Çünkükadın,çokdahaçokparagetirir.." Kızcağız o lafları etmese iyiymiş ya, etmiş işte ve on dakika sonra da artık ölüymüş.. Gidip mutfaktan getirdiği bir bıçakla bitirmiş karısının işini.. Hemen oracıkta kesip, biçmiş.. Aynen kafasını kopartmış bıçak ilen.. Acep nedendir bazılarının sevdiklerini öldürmesi? Kişi, sevdiğine kıyarken, kendisini de yok ettiğini bilmez mi? (AlıngünümüzdeAtaileSinemveartıketraflarabasurmemesikadarrahatsızlıkverenTülin/Caneraşklarını..Nasılbirbirleriniyiyorlartelevizyonlarda..Nasılyalanlar,nasıldolanlar,nasılbirbirlerineçemkirmeler..Benaşkolsaydımlafıngelişi,bunlarıvebunlargibileri,ismimirezilkepazeettikleriiçinmahkemeyeverir,sürümsürümsüründürürdüm..Bazıbazıkusmalargeliyoriçimden..Yaniaynenbudur..) Ve o çocuk, kaldığı Bakırköy Akıl Hastanesi'nde gece gündüz öldürdüğü karısıyla konuşurdu ve hep yüksek sesle.. Pırıl pırıl ama, yitip gitmiş bir delikanlı..
Tepeüstü.. Ben yine başa döneyim.. Hani "Aşk.." dediğimde, içine sıçırtıran yiğide.. Benden bir paket sigarayı alıp pata olduğunda, daha 2930 yaşlarında bir tosundu.. Kayıtlara, kuyutlara göre; teres, beş kez deliler gibi sevmiş.. Benim şahsen böyle beşli, altılı deliler gibi sevmelere, aynen bir o kadar gollerim var.. Pezevengin sevdiklerinin ilki teyze kızıymış.. Ona vurulmuş, önceden önce.. Ama ne annesi, ne de teyzesi yedirmemişler kızı.. Ve o da ilk vukuatını yapmış.. "UlanAllahsızlar!Banakızvermeyenibenneyaparımha?" diye naralanıp, mahalledeki elektrik direğine tırmanmış.. (OzamanBoğazKöprüleriyok..) Ve yeri göğü ayağa kaldırmış bağırtılarıyla: "Kızıverdinizverdiniz..Yoksaatlarımaşağıya.." diye esmiş savurmuş.. Mahallenin kopuklarından biri, "Nahatlarsınpezevenk!Sendeoyüreknerede?" diye fışlıklamış.. Bu lafa fazla stres yapıp, kendisini tepe aşağıya zemine bırakmış.. Atlayış o atlayış.. Hastane, hastane dolaştırırlarken de, bayağa bayağı namı yürümüş.. (Şugünlerdeelimizdebuyiğitgibisinceikidelikanlıdahavar..Birağacamı,birdireğemiçıkıpkendileriniaşağıbıraksalar,bayağırahatlayacağızhani..Bıktıkulanosüfliaşklarından..) Sonra başka bir kız bulmuşlar.. (Buanlattıklarımımasalgibidinlemeyin..Hepsigerçek..) Anasıyla teyzesinin bulduğu kızı, o da sevmiş.. Önce bir nişan yapmışlar.. Ama gel gör ki nişanın hemen ardından birileri gelip, kızı tüydürmüşler.. Yani kaçırmışlar.. Bizimkinde yılma ve bezme hiç yok.. Başka bir kız bulup, onunla da aynen bir nişan.. Ula olacak iş değil, bu kızı da havalandırmışlar.. Yani kapıp götürmüşler.. Bakmış ki olacak gibi değil.. Kendine nişanlanmaya kız yetiştiremiyor, kimi sevse yürütüyorlar, sonunda o da bir kız kaçırmış acayip sevmecesine.. Amma velakin yakalamışlar.. Ula bir dayak, bir dayak ki eşek yese ölür.. Başına, gözüne çok vurmuşlar.. (AtaileCaner'inkulaklarıçınlasın..) Ve o dayak faslından sonra akıl kelleyi terk edip gitmiş, onu da Bakırköy Tımarhanesi'ne yatırmışlar.. "Aşktannehaber?" diye sorduğum, o gençti işte.. "Sıçtırmaaşkına.." deyip üzerime saldırmaya kalkan yiğit hani..
***
Bir de aşk vardır mesela.. Adamım Cemal Süreya'nın şiir ettiğince..