Dost sohbetlerinden birindeyiz... Küçük çocuklarımızdan konuşuyoruz. Genç bir çiftin iki yaşında ikiz bebekleri var. Genç anne delirmenin son noktasına gelmiş. Evin içinde telaş, karışıklık, yaramazlık halleri yaşanıyor... Çocuklara disiplin sağlayamadığından yakınıyor genç kadın. Baba, çocukları şımartıyor, bir dediklerini iki etmiyormuş. Ne zaman isteseler hop kucağa alınıyorlarmış. Böyle şımartılınca bir daha anneyi kim dinler ki... Baba, işe gidince geride kalanların vay haline... Anneye, benzer durumda olduğumuzdan hak verdim. Ama babayı dinleyince, kanaatim değişti. "Hızla büyüyorlar, kaç kez kucağıma alacağım daha... Çocuklara sadece gerekli olunca dokunulmaz ki?.. Disiplinin iki türü var. Ya katı kuralları koyup despot anne baba olacaksınız, ya sevgiyle her şeyin nedenini sonucunu sabırla açıklayıp, mantık yolunu açacaksınız. Çocukların duygu deposunu koşulsuz sevgiyle doldurmanın en güzel yollarından biri onları kucaklamak... Fiziksel temas, sevginin en güçlü seslerinden biri..." İçim ısındı birdenbire... Sabah işe gitmeden önce, akşam eve dönünce, haftasonu, gece gündüz, her fırsatta... Masal okurken, havalara fırlatırken ve onlara hayatı anlatırken, dokunmanın tadını alın. Yıllar sonra özlemle arayacağım bu teması, doya doya yaşamak için heyecanla evin yolunu tuttum. Sevdiğimhikayelerden... Bir odada dört mum sessizce yanıyordu. O denli derin bir sessizlik hüküm sürüyordu ki odada, dört mumun birbirleriyle fısıltı biçiminde yaptıkları konuşmalar bile rahatlıkla duyuluyordu. Birinci mum "Ben barışım" dedi. "Ancak kimse benim sürekli yanık kalıp, çevreme ışık saçabilmeme yardımcı olmuyor. Artık sönmek üzereyim..." Ve sessizce karanlığa gömüldü... İkinci mum "Ben imanım" dedi. "Ama artık gerekli olduğuma inanmıyorum. Yanık kalmamın da bir değeri kalmadı" diye eklerken hafif bir esinti ışığını söndürdü. Üçüncü mum "Ben sevgiyim" dedi. "Ama çevreme ışık verecek gücüm kalmadı. İnsanlar beni hep kenara itiyorlar. Kendilerine en yakın olanları bile sevmemeye başladılar." Çok üzgün olan sevgi mumu sessizce söndü... O sırada odaya aniden bir çocuk girdi. Üç mumun sonuna dek yanmadığına üzülerek ağlamaya başladı. Dördüncü mum, çocuğa ağlamamasını söyledi. "Korkma" dedi. "Ben çevreme ışık saçtığım sürece ötekiler de çevreyi aydınlatmaya devam ederler. Çünkü ben umudum." Gözleri parlayan çocuk umut mumunu aldı ve öteki mumları sevgiyle teker teker yaktı. İçinizdeki umut mumunun saçtığı ışığı asla söndürmeyin. Küçük çocuk gibi, sönmek üzere olan öteki üç mumun da sürekli yanık kalmaları için çaba gösterin.
***
GÖZ UCUYLA Cesurunbakışı,korkağınkılıcındankeskindir.