Burada bir sürprizden söz edilemez. Hükümet hazırlıksız yakalanmış olamaz. Beklemediği şartlarla karşılaşması da mümkün değil. O halde nasıl oluyor da AB görüşmelerinde karşımıza Kıbrıs faturası çıkarılınca şaşkına dönüyoruz. Kızıp, öfkeleniyoruz. Sayınokurum. Bu aynen şuna benziyor. Adamın biri bir şirkete çalışmak için başvuruyor. Müdüre diyor ki: Ben burada çalışırım ama seni yönetici olarak tanımam. "AB'ye girerim ama Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanımam" dayatması da aynen buna benziyor. Tanımayacaksan,ozamanbuncazamandır"illadamüzakere"diyeniçinbastırıyorsun? Baştan söylersin olur biter. "Bana Rumları tanıyın şartını getireceksiniz, yokum" dersin olur biter. Bu konuda kamuoyu da yanlış bir beklentiye sokuldu. Avrupa Birliği prosedürü halka iyi anlatılamadı. Çoğu kimse sandı ki, Kıbrıs Rum Kesimi, sadece Avrupa Birliği'nin 25 üyesinden biri. " Ohayırdeseneolurki.Geridedaha25ülkevar ." Öyle değil. Avrupa Birliği'nde kararlar çoğunluk oyu ile alınmıyor. Oy birliği ile alınıyor. Her ülkenin "hayır" deme hakkı var. Bu da veto anlamına geliyor. O bakımdan Kıbrıs Rum Kesimi "hayır" dedi mi iş bitiyor. O oyun rengi değişmeden bir adım bile atamıyorsunuz. Hükümetbunubilmiyorolabilirmi?İmkansız. Dışişleri bürokrasisinin de bunu atlaması mümkün değil. Keza uzmanların ve danışmanların da O halde böyle bir hata nasıl yapılır? Kıbrıs Konusu nasıl son ana bırakılır? Belki de bu bir taktiktir. Türk kamuoyunu hazırlamak için böyle bir yola başvurulmuştur. Hükümethalkaşunuanlatmakistemişolabilir: İşte görüyorsunuz. Kıbrıs konusunda taviz vermeden AB'ye giremiyoruz. İş, ya AB ya Güney Kıbrıs'ı tanıma noktasına geldi. Şimdi bu kadarcık şey için 41 yıldır mücadele ettiğimiz AB hedefimizden vaz mı geçelim? Tayyip Erdoğan'ın en büyük endişesi, "AB için Kıbrıs'ı satıyorlar" suçlamasına muhatap olmak. Gerçekten de böyle bir hava Erdoğan ve partisini zor durumda bırakabilirdi. BelkideTayyipErdoğaniyibirtaktikizledivebundabaşarılıoldu Halkı üzmeyecek orta yol bulundu. Sonuç: Galiptir bu yolda mağlup.
***
TopluKonutİdaresi,buyıl83binkonutüretti
Geçen gün bu köşede, Başbakan'ın konut hedeflerinin tutmadığını yazmıştım. Toplu Konut İdaresi konuyla ilgili bir açıklama gönderdi. BaşkanvekiliErdoğanBayraktarimzalıaçıklamada,100binkonuthedefininTOKİ'yeverildiğihatırlatılarakşubilgileraktarılıyor : Bu yıl 60 il ve bazı ilçelerde 188 noktada toplam 83.061 konuta ulaşılmıştır. Ayrıca53yerleşimyerindetoplam30binkonutunihaleçalışmalarıdevametmektedir. İdaremizce, 73 merkez ile bu illere bağlı ilçelerle birlikte 290 noktada 164. bin 180 konut uygulaması projesi yapılmıştır. 2004sonunakadar64ilmerkeziveilçeleriylebirlikte11bin517konutsayısınaulaşılmasıhedeflenmiştir. Verilen bilgilere göre konutların tamamlanıp teslim edildiği iller arasında, Bingöl, Tunceli, Erzurum. Ardahan da var. Anlaşılan,TopluKonutİdaresikendisineverilengörevleriyerinegetirmiş.BukonudadaBaşbakanErdoğanvaatettiğidesteğivermiş. Özel sektör de TOKİ gibi hızlı bir çalışma aşamasına girerse, konut sorunu kısa sürede hafifleyebilir. TOKİyönetiminin,satırarasındageçenbirifadeiçingösterdiğihassasiyetdeayrıcatakdiredilecekbirtavırdır.
d
***
Köye dönüş hızlandı
Elimizde son yıllara ait istatistik yok. Ancak, DİE'nin 1995-2000 yıllarına kapsayan araştırmasına göre, şehirlere göç kadar, şehirlerden köylere göç de var. 5yılda1milyon342binkişişehirlerdenköyleregöçetmiş. İşbulmayadadahaiyiyaşamaumuduilebüyükşehirleregelenlerinbirkısmıdahasonramemleketlerinidönüyorlar. Emekli olanların da doğduğu yerlere dönme eğiliminde olduğu biliniyor. İstanbul'dan her yıl 100 bin kişi göç ediyor. İstanbul'da yaşamak gerçekten de zor. ÖrneğinÇemişkezek'tekivatandaşyatmayahazırlanırken,İstanbullularınçoğuosaatlerdeyollardaoluyor.Trafikleboğuşuyor. Trafik işkencesi sabah yine tekrarlanıyor.. Günün 23 saati yollarda geçiyor. Rahatınız iyiyse, büyük şehirlere hiç özenmeyin.
***
DİPNOT Bu yılın 11 ayında 6 milyon 608 bin kişi yurtdışına çıktı.