Bürokratlar, AB sürecinin 2005 Ekim'e ötelenmesini değerlendirdi: IMF ile ilişkiler ön plana çıkar.
***
Yol haritası hazır
AB sürecinin 3 Ekim 2005'e ötelenmesini değerlendiren bürokratlar, 'Yıl başından itibaren, özellikle IMF ile ilişkiler ön plana çıkacak' diyor.
Ekonomi yönetimi, AB zirvesindeki pazarlık sürecini, dakika dakika izledi. Brüksel'de Türkiye'ye ön şartlar ileri sürülmesi, kamuoyunda hayal kırıklığı yaratırken; bürokratların ortak görüşü, "AB süreci, 3 Ekim 2005'e ötelendi. Piyasalar, 17 Aralık'ı çoktan alıp sattı. Yıl başından sonra, IMF ile ilişkiler daha fazla önem kazanacak" şeklinde oldu. A ve B planı olarak tanımlanan 'olumlu ve olumsuz' senaryolarda 'beklenti yönetiminin başarısına' dikkati çeken ekonomi kurmayları, "Türkiye ekonomisi 11 Eylül olayı, Irak Savaşı gibi dış şokları atlattı, dayanıklı olduğunu gösterdi" dedi.
ÖNEMLİ RİSKLER... 1 Aralık'ta açıklanan Katılım Öncesi Ekonomik Program'ın, bir yol haritası olduğunu, AB ile müzakerelerin başlayacağı varsayımını da içerdiğini vurgulayan ekonomi bürokratları, doğrudan yabancı sermaye akışı ile iç ve dış borç faizlerinin seyrini risk alanları olarak gösterdi. Ekonomi cephesinde, 17 Aralık sonrasına ilişkin görünüm şöyle:
-MERKEZ BANKASI: Çalkantılı piyasa dönemi geride kaldı. Yapısal reformlardaki çabalar kesintisiz devam ettirilirse, piyasalar AB'ye endeksli yüksek beklentiden olumsuz etkilenmez. Şu anda ciddi miktarda sıcak para ve açık pozisyon riski de söz konusu değil. Dalgalı döviz kuru rejimi bir emniyet süpabı. Türkiye, ekonomik alanda IMF çıpasıyla, AB Maastrich kriterlerine ulaşmak için yoluna devam eder.
'KAZANIMLAR KORUNACAK' -HAZİNE: Ekonomiyle ilgili hedef ve kararları, sadece AB süreciyle ilişkilendirmemek lazım. Bu nedenle, 17 Aralık zirvesi beklenmeden IMF ile stand-by düzenlemesinde mutabakata varıldığı açıklandı. Olumlu kararda, Türkiye'nin rehavete kapılmayacağı, olumsuz kararda ekonomik ortamın karışmayacağı açık ve net bir dille ortaya konuldu. Risk priminin ve borç stoğu reel faizinin düşmesi açısından, olumlu beklentilerin canlı tutulması gerekli. 2005 sonrası, kazanımların korunacağı dönem olacak.
-MALİYE: Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 17 Aralık zirvesine temkinli yaklaşanlar arasında yer aldı ve sık sık "17 Aralık'ta gökten para yağmayacak. Bütçemizi kendi kaynaklarımıza göre hazırladık. Mali disiplinden, her ne olursa olsun taviz verilmeyecek" mesajını tekrarladı. Maliye bürokratları ise ekonominin büyüme performansının, vergi gelirleri ile uyumuna işaret ederek, "Tüketim ve yatırım kararları ertelenmezse, hedeflere ulaşırız" dedi.