Eskiden pazar günleri dinlenmeye ayrılırdı. Gezmelere, oturmalara gidilirdi. Ya da sinema, tiyatroya. Tabii ki bunlar yine yapılıyor ama, galiba bir başka eğilim de ağırlık kazanmaya başladı. Özellikle İstanbul'da pazarları alışveriş günü olmaya başladı. Çünkü hangi büyük markete gitsem, hangi alışveriş merkezini gezsem, aynı manzara ile karşılaşıyorum. Hepsipanayıryerigibiağzınakadarinsanladolu. Dün "Bir turlayayım" dedim. Metro Market'in parkında yer yoktu. Arabayı bırakacak yer bulamadığımız için içeri giremedik. Carrefoursa'nın park yeri de ağzına kadar doluydu. Hattayapımalzemelerisatanmarketlerbileçokkalabalıktı. Bu arada sokağa çıkmışken, ihtiyacımız olan bir kanepe için eşimle birlikte "Piyasa araştırması yapalım" dedik. Birkaç tane mobilyacıya girdik. Çokilginçfiyatlarlakarşılaştık. Beğendiğimiz bir kanepe için bir mağaza bize 700 milyon lira fiyat verdi. Bir diğerine gittik. Aynı desende aynı tip kanepe için bu kez "500 milyon lira" dediler. Her iki marka da televizyon ve gazetelerde bol bol reklamı çıkanlardandı. Oradan çıkıp başka bir tanınmış firmanın mağazasına gittik. Oda600milyonliradanbahsetti. Bu kez, marka olmayan küçük mağazalara girdik. Benzer kanepenin fiyatı 300 milyona kadar düştü. Hatta peşin ödememiz halinde bu fiyatı daha da geri çekmeye razı oldular. Diyeceksiniz ki, " Kalitefarkıolduğuiçinfiyatfarkıolmasıdanormaldir." Hiç de öyle değil. Size iddia edebilirim ki, daha ucuz fiyat verenlerin kalitesi 700 milyon isteyenlerden bile daha iyiydi. Anlaşılan,çokreklamyapanfirmalar,bugiderlerinekarşılıktüketicidenbirkatkıistiyorlardı. Bu da fiyatları şişiriyordu. Sayınokurum. Türkiye'de enflasyon düşüyor ama, eski alışkanlıklar sürüyor. Hala bazı tüccar ve esnaf müşteriyi kazıklamaktan zevk alıyor. Bire aldığı bir malı üçe, dörde satıyor. Bu mobilyada da böyle ayakkabıda da. Tekstil ürünlerinde de. Ondansonrada,"İşlerkesat,müşteriyok"yakınmaları. Sen tüm felsefeni müşteriyi kazıklamak üzerine kurarsan, tabii ki işlerin kesat olur. Kimse, "Bu zihniyettekiler batıyor, iş yapamıyor" diye üzülmesin. Böyleleri batsınlar ki, ticaret ahlakı gelişsin.
***
SonankettedeFenertaraftarsayısındayineikincioldu
Bundan birkaç yıl önceydi. Televizyondabüyükkulüplerintaraftarsayısıtartışılıyordu. Galatasaray adına konuşan Aziz Üstel, Anar ve A&G gibi kuruluşların yaptığı anketlerde, Galatasaray'ın en fazla taraftarı olan kulüp olarak belirlendiğini anlatıyordu. ÖmerÇavuşoğlu"Yalan"diyeitirazetti.EnfazlataraftarıolankulübünFenerbahçeolduğunusöyledi. Aziz Üstel, "Nereden biliyorsun?" diye sordu. Cevap ilginçti: Çevremdem. Tipik bir fanatik taraftar yaklaşımı. Çevre, bilimsel araştırmalara galip gelmişti. Birkuruluşunsonolarakyaptığıanketlerde,Galatasaraytaraftarsayısındayinebirinciçıktı . Galatasaray'ı tutanların oranı yüzde 36 imiş. Bu oran Fener için yüzde 30 olarak belirlenmiş. TabiibuhaberiFenermedyasıişinegelmediğiiçinyaküçükgördü,yadahiçvermedi. Ancak anketlerin hiçbir kıymeti yok. Tüm Fenerliler'in aynen Ömer Çavuşoğlu gibi düşündüğüne eminim. Haklılar,önemliolançevredir.
***
Almanya göçmen arıyor
Almanya yılbaşından itibaren yeniden göçmen almaya başlayacak. Alınacak göçmen sayısı 500 bin olarak belirlendi. Yaklaşık50binTürkdebundanyararlanabilecek. Ancak bu kez, düz işçiler yerine nitelikli elamanlar tercih edilecek. Almanya'nınyaşlanannüfusugençveniteliklielemanaçığınınoluşmasındaetkenoluyor. Peki başvurular ne zaman başlayacak, kimlere öncelik tanınacak? YENİPARA dergisi, bu haftaki sayısında konuya geniş yer ayırdı. Kapak konusu olarak işlenen haberde, aradığınız soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.
***
DİPNOT Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açılan 2 bin 781 davadan 493'ü, aleyhimize sonuçlandı.