Günlerdir, ev sahibi olmak isteyenleri ilgilendiren açıklamalar birbirini izliyor. Evsahibiolmak, herkesin hayallerini süslüyor. Basın ve yayın organlarında yer alan hükümet yetkililerinin açıklamalarına bakıldığında, 2 kavramla karşılaşıyoruz. Bu kavramlardan birincisi olan "kiraödergibievsahibiolmak", kiracıların mutlaka ev sahibi olabileceği şeklinde algılanmaya başlandı. Bu kavram için gündeme gelen 2 kuruluş görünüyor: Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kuruluşu olan KİPTAŞ...
SİSTEMYENİDEĞİL Bu 2 kuruluşun şartlarına bakıldığında, piyasa koşullarından daha uygun görünüyor. Ancak, kesinlikle kira ile eşdeğer koşullarda olmadığı bir gerçek. Bukuruluşlarınyaptırdığıkonutlar;statik,sosyalaltyapıvefiyatpolitikasıaçısındantercihedilebilir niteliktedir. Ancak kesinlikle sadecekiragibiödenebilircinstendeğildir. Belli bir birikim ve kiranın biraz üstünde gelire sahip olmayanlar için hayal niteliğindedir. Gündeme yerleşen ikinci kavram ise MORTGAGE'dir. Bu konu ile ilgili birkaç hafta önce de yazmıştım. Mortgage, gelişmiş ülkelerin hepsinde kullanılan ipotekbankacılığıdır . ABD'de ve Avrupa ülkelerinde ev sahibi olmak isteyenler, alacağı konuta ödeyeceği paranın yüzde 25'lik bölümünü kendi karşılıyor, geri kalan yüzde 75'ini mortgage sistemi ile bankalardan kredi alıyor. Bu ülkelerde enflasyon oranına paralel olarak faiz oranları düşük olduğu için alınan krediye yansıyan faiz oranı da düşük olduğundan ve ayrıca bu ülkelerde bankaların bu tür kredilere yönelik uzun vadeli fonları olduğu için sistem başarılı yürüyor. Ülke gündeminin ilk sıralarına yerleşen mortgagesistemi,yenibirsistemdeğil. Yıllarca Emlakbank tarafından uygulanan ipotek bankacılığı, birkaç banka tarafından da hayata geçirilmiştir. Ancak, başta Emlakbank olmak üzere diğer bankalar tarafından yıllardan beri uygulanan ipotek bankacılığı (mortgage ), kısa vadeli ve yüksek faizli olduğu için, dargelirliler tarafından değil, orta ve üst gelir grupları tarafından tercih edilmiştir. Bugün yürürlükte bulunan mevzuat çerçevesinde, mortgagesistemi ile konut sahibi olmak mümkündür. Yeni bir yasal düzenlemeye de hiç ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu sistemin başarılı olabilmesi, uzun vadeli ve düşük faizli fon yaratılmasına bağlıdır. Eğer 1020 yıl vade ve Avrupa ülkelerinde olduğu gibi yıllık yüzde 45 faiz oranı ile fon bulabilirseniz, bu sistem son derece başarılı sonuç verir. Aksi takdirde bugüne kadar olduğu gibi, düşük gelir gruplarının bundan yararlanması mümkün değildir. MALİYETLERYÜKSEK TL faizlerinin yüzde 25'ler düzeyinde seyrettiği bir ortamda, vatandaşların birikimleri olmaksızın kira ile eşdeğer taksit ödemeleri imkansızdır. Diyelim ki, döviz cinsinden aylık yüzde 1 faiz ile borçlandınız. Bunun yıllık maliyeti yüzde 12'ler düzeyinde olacaktır. Kaldı ki döviz cinsinden aylık yüzde 1 faiz ile konut kredisi, bugünkü koşullarda mümkün değildir. Bu faizi ve kur riskini karşılayabilecek kaç dargelirli vardır ülkemizde?
DİKKATEDİNİZ Buna kendisini kaptıracak dargelirliler, 1994 ve 2001 krizine benzer bir krizle hem sahip oldukları konutu kaybeder, hem de on binlerce dolar borçlu kalır. Mortgage sistemi, konut sahibi olmak isteyenler için güzel bir sistemdir. Ancak, belli bir birikiminiz ve sürekli bir geliriniz olması koşuluyla. Aksi takdirde, ileride talihsiz bir sürprizle karşılaşmamak için bu işe soyunmamanızı tavsiye ederim. "Kiraödergibievsahibiolmak" güzeldir. Ancak birikiminiz ve belli bir geliriniz varsa...