Türkiyemiz sanki yol geçen hanı da, isteyen istediği gibi hareket ediyor. HeybeliadaRuhbanOkulu'nuaçacaksınız. FenerPatriği'ninekümenikliğinitanıyacaksınız. KıbrısRumKesimi'ninbağımsızlığınıkabuledeceksiniz. Azınlıklarıçoğaltıpözelhaklarvereceksiniz. Kürdistanoluşumunakarşıçıkmayacaksınız. Hapishanelerinizdenekadarbölücüveteröristvarsaserbestbırakıpbarışilanedeceksiniz. Yasalarınızagöresakıncalıbulunanlaradapartikurmaizniveripönleriniaçacaksınız... Yıllardır dostvemüttefik diyerek bağrımıza bastıklarımızın tamamına yakını, yukarıda saydıklarımız başta olmak üzere akıllarına ne eserse Türkiye'ye dayatıyor ve "Bunlarıyapmalısınız" diyerek bastırıyor. Avrupa Parlamentosu'nun başkanı ülkemizin başkentinde, TBMM Başkanı ile konuşurken "Ankara'dansonraKürdistan'ıziyaretedeceğim" diyor, tepki gelince de pişkinliğe vuruyor. Hatta, Türk Devleti'nin sorumluları onu azarlayıp kulaklarından çekeceğine, ona sözlerini hatırlatan gazetecileri haşlayıp "palavracı" yerine koyuyor. Rezaletin,pişkinliğin,ihanetinvegafletinhertürlüsübuoyundapeşpeşesahneleniyor.
Türkmilletidireniyor Bütün bunlara rağmen TürkMilletidedireniyor.Bağımsızlığına,hükümranlığınavehükümranlıktankaynaklananhaklarınasahipçıkmayaçalışarak,devletinegirişilensaldırılaratepkigösteriyor. Bir süre önce, Ankara'da AzınlıkRaporu adı altında etkemik gibi bütünleşmiş 70 milyon insanımızın etnik ayrıştırmaya çabalayanlara gösterilen tepkinin benzeri, önceki gün de İstanbul'da yaşandı. Avrupa Parlamentosu'nun düpedüz densiz ve utanmaz başkanı konuşma yaptığı panelde "BuakşamDiyarbakır'agideceğimveLeylaZanailegörüşeceğim" deyince, RamazanBakkal adındaki gazeteci kendini tutamayarak Türk Milleti adına beklenen tepkiyi verdi. "Diyarbakır'daneişinizvar?SizBask'takonuştunuzmu?Buülkeyisizeböldürmeyeceğiz" diyerek yüreklere su serpti. Ama, ardından oteldeki güvenlik tarafından hırpalandı, yumruklandı ve dövüldü. Türk Devleti'nin varlığı, birliği ve dirliği için haykıran bir sesi, bu devletin nüfusuna kayıtlı mesleği de "güvenlik" olan kişi veya kişiler susturmaya çalışıyorsa işimizvar demektir. Görev yaptığı otelin güvenliği adına Türk çocuğuna yumruk atanlar günü gelir (Allah esirgesin) egemenlik ve bağımsızlığına sahip çıkmadıkları ülkelerinde, bizzat bugün kurtardıkları tarafından silindir gibi ezilirler. Ülkesinin ve milletinin varlığı için tepkisini göstermesinden ötürü yüzünün ortasına yediği yumruk ile dün bütün gazetelerin birinci sayfasına resmi giren RamazanBakkal' ın başına geleni, tartışmasız şekilde en iyi yine gazetemiz Takvim duyurdu. "Demokrasibazenacıtır" başlığı ile çıkan Takvim aymazlık içindeki Türk Basını'nın namus ve şerefini de kurtardı. Ellerin kimi kırılası, kimi de öpülesi değil tevekkeli... Türk çocuğu Ramazan'ı sarmalayan ve o başlığı atan eller sağolsun.