Televizyonların en müstesna köşelerinde "mezbaha" açanlar, tribünde öldürülen bir çocuğun ardından, sözde futbol terörüne karşı duruyor. Çocukların diliyle konuşmayı beceremeyip, beden dilini kullanan "yorumcuzenneler", sözde tarafsızlığa parmak kaldırıyor. Onların televizyonlardaki "ihtirasdüetinden" kalan, sadece kendi çıkarlarıdır. Beşiktaş'ın sahasını 3 maç kapatmakla terör dinmez. Bu yorumculardan nasıl koruyacağız çocuklarımızı?
Futbol terörü, kulüp yazarlığını icat eden şeytanlarla başladı. O şeytanların, "emzirdikleriyavrularını" gazetelerin köşelerine yerleştirmesiyle palazlandı. Ve sonunda kurban alacak hale geldi. Bakıyorum da, şimdi herkesten çok onlar yaygara kopartıyor. Söyleyin bana, yıllardır bu ülkede insanları en çok kim tahrik etti? Bıçağı başkası saplamış olabilir ama. Emirleri o şeytanlar verdi.
Gazeteler yalanı sevdi. Küfürü, insanları birbirine düşürmeyi. Gazetelerin müdürleri, gazetelerin sahipleri, bu cinayetlere suskun kaldı. Sayfalarını renklere göre düzenleyenler, ırkçı yazarları el üstünde taşıyanlar, ihanetin baş oyuncularıdır. Hafife aldıkları oyun, ihanete kartpostal oldu. Düne kadar kan damlayan sayfalara, şimdi yalancı barış sözcükleri yakışmıyor.
Futbolun ağzına yakışmayan adamlara yönetici diyorlar. Rakibine parmak atan futbolcuya sahip çıkan edepsizler yönetici olursa, sonunda bunlar olur. Çocuklar ölür, çeteler büyür. O yöneticiler, çocuklarımızın hayatına yönelik bombalı saldırıdır. İlk ölüyü verdik. Diğerleri sırada...
Futbol spikerlerini yok sayamayız. Onların dilindeki zehir, bıçaktan daha tehlikeli. Onların feryat figan anlatımları, üzerine basılmış kedi gibi çığırtmaları, çocuklarımızın beynine enjekte edilmiş emirdir. O spikerlerin yan etkilerini araştırın bakalım. Kaç insan var, birilerini öldürmek için fırsat kollayan.
Bir futbol cinayeti kadar, hiçbir ölüm bu kadar meşgul etmiyor kamuoyunu. Bu sıradan bir cinayet değil çünkü. Bir çocuğun bıçağından çıkacak kadar "basit" değil. Diğer katilleri istiyoruz! Onlar hala televizyonlarda, gazetelerde, kulüplerin içinde. Hala konuşuyorlar üstelik.
***
Öğretmenler Günü
Bugün Öğretmenler Günü. Öğretmenleri yılın her günü ağlatan sistem, onlara insanca bir yaşamı bile layık görmezken, gün düzenliyor. Sözde, böyle günlerde gönlünü alıyor. "Banabirharföğretenin40yılkölesiolurum" diye eğitilen politikacılar, öğretmenlerini pazar sonlarında ucuz sebze aramaya yolluyor. Öğretmenlerini viran evlerde hasta ediyor. Sonra da kalkıp, "Öğretmenimgününkutluolsun!" diyecek. Yazıklar olsun!
Dağ çiçeği gibi Hasretteyim ben Sürgüne gönderdi Gözlerin beni Çok çabuk çekildin Kader yolumdan Sen yarım bıraktın Bu hikayeyi Yağmur kuşları gibi Gelip geçtin buradan Duymadın acımı haykırışımı Benimsin sanmıştım Uçtun avuçlarımdan Silmedin gözümden Akan yaşımı HakkıYALÇIN