ÇIKMAYAN candan umut kesilmezmiş derler. Fenerbahçe'ninki de o hesaptı. Avrupa arenasında alınan beklenmedik yenilgiler, Kanarya'yı, UEFA Kupası hesapları yapmak zorunda bırakmıştı. Bunun yanı sıra Lyon'un İngiltere'de Manchester'ı yenmesi de ince hesaplar arasındaydı. Böyle olunca mucize de olsa, Fenerbahçe'nin gruptan çıkma ihtimali doğuyordu. Şampiyonlar Ligi'ne Sparta Prag galibiyetiyle başlayan Fenerbahçe'nin kaderi yine Çek takımının elindeydi. Her iki takımda da önemli eksikler vardı. Prag'da Homola, Poborski, Pergel, Fenerbahçe'de ise Hooijdonk, Deniz, Servet ve Serkan yoktu. Bu görüntüde Daum, sağbeke Kemal'i, sol beke Ümit'i, Luciano'nun yanına da Önder Turacı'yı monte etti. Orta alanda Mehmet Yozgatlı, Aurelio, Alex, Selçuk ve Tuncay yer alırken, Nobre ileride tek kaldı. Kemal ve Ümit beklerdeki yerlerini yadırgarken, sık sık açık verdilerse de zamanında kademelere giren Önder Turacı ve Luciano, tehlikeleri en aza indirdiler. Maçın ikinci yarısında da görüntü aynıydı. Özellikle de 60. dakikadan sonra Fenerbahçe'de yorgunluk başladı. Kolay değil daha iki gün önce bu takım Trabzonspor karşısında inanılmaz bir mücadele verdi. Sonuçta başta yazdığım mucize olmadı. M.United ve Lyon yoluna devam etti. Şimdi bu galibiyete de bahane bulanlar olacaktır. Kim ne derse desin. Fenerbahçe iyi yolda. Tek gereken: Sabır, Sabır, Sabır.