Eski kulağı kesiklerden abilerimiz vardı, hiçbirinin yanlışını görmedik. Yedi mahallenin sevdalısıydılar, yürekleri nam salardı. "Delikanlı" o zaman delikanlıydı... Ağacına kafa tutan yapraklar gibi yaşamayı onlardan öğrendik. Hiçbir kitap onlar gibi okunmazdı. Erkek doğan erkek ölürdü, babalar evlerine helal ekmek götüremezse kahrından ölürdü. Su içerken, gerçekten yılan bile dokunmazdı.
***
Çile çekerdik de, Avrupa'nın hasretini çekmezdik. Avrupa bizdik, kimsesizliğe mahkum olsak da her şeyimiz vardı. Namuslu mahalleler, siyaset yapılmayan camiler, aydınlık öğretmenler. Pabucu yarım arkadaşlarımız vardı, evden dışarı çıkmaları için çağrı yapardık. Bayramlarda kapılarına giderdik büyüklerimizin, mesaj bırakmak ne demek. Hareket halindeki trenden atlayacak kadar cesurduk. Hiç kimse başkalarını trenden attırmayı öğretemezdi bizlere.
***
Atatürk'ün çocuklarıydık, Bizans'ın değil. Amerikan politikasını hiç sevmedik yalan değil. Ülkemizin haritasını ezbere bilirdik. Teslim olmamıştık parçalanmışlığa. Bayrağımızı gördüğümüz yerde, yüreğimizin dalgalanması şanımızdandı.
***
Ne yetim hakkı yedik, ne kimsenin parasını çaldık. Sadece güneşten ateşi çaldık, pişman değiliz. Ne olduysa, bu ülkenin sol ayağının kesilmesinden sonra oldu. CIA'in Ortadoğu şeflerinin itiraflarında okuduğumuz gibi gelişti her şey. Karanlıklar ülkeye hükümdar oldu. Önce bedenler kirlendi, sonra ruhlar. "Yenizamansuçluları", eskilerden kalan bütün güzelliklerin canına okudu.
***
Şimdi insanlar, kendi bataklığında, kendi çıkarlarına hizmet ediyor. Şimdi Avrupa kuyusunda boğuluyoruz. Biri kova sarkıtacak da, o suyla ülkeyi temizleyeceğiz. "Sençokyaşapadişahım!"