Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa 17 Kasım 2004

'Akşam sefaları' açtı..

11 Ayın Sultanı, güzeller güzeli, mübarek Ramazan geldi geçti; üçbeş kişinin güllaç ve çoğu avantacı taifesinin iftar çadırları muhabbetleri içinde..
Bayramı da hakeza.. "Bugün bayram günleri../Arşa çıkar ünleri.." deyişinin hiç yanına bile uğramadığı bir bayram daha..
Güya "Şeker Bayramı".. Ne şeker, hangi şeker? Sankim millet Hacıbekir'den kutulattığı badem ezmeleri, en has, renk renk, türlü çeşit rahiyalı akide şekerlerini, ballı bademleri, çikolataları alıp, dost, ahbap, aile büyükleri ziyaretlerine gitmişçesine..
Ula sittir et milletin bayramlık şeker alıp bir yerlere gitmesini.. Çoğunluğun evine toz şeker alacak halları yok..
Kıçına giyecek donu namevcut, cep telefonu var insanlarımızın ossuraktan mesajları ile kutlanan, kendileri sahi ama, giderek yozlaştırılan bayramlar..
Bu bayram yine pek kimse, pek kimsenin kapılarını çalmadı..
Örneğin benim kapımı, bermutat yoksul semtlerden bayram dilenmeleri için gelen çolukçocuk birileri vurdular..
Ve bu bayram, boyundan büyük işler işlemeyi alışkanlık haline getirmiş, "Ayranı yok içmeye../Tahtırevanla gider sıçmaya..", banka kredi kartlarıyla idamei hayat etmeye çalışan, hep hacizli, hep icralı ve hep de ne hikmetse ağlamaklı, aziz hemşehrilerim için az biraz hayal kırıklığına neden oldu.. 810 günlük kafadan bayramlara alışmış olanlar, cepten yediler bu kez.. Tarih "cuk oturmadı" ..

Alkolün saltanatı..
Haaa, şimdi gelelim sadede.. Ramazan'ı uğurladık ve bayrama "Merhaba.." dedik ya, içkici kısmı anında Ramazan'ın top başını boşlayıp, masa başı yapıverdi.. Alkolün saltanatı geri döndü..
O kısım taifesine göre, sevapsa sevap, bir ay boyunca o işi işlediler.. Artık günah zamanları.. Vur ha vur.. Kıtlıktan çıkmışcasına..
Onlar da haklı.. Ne içseler kardır, ki müşkül fiyatlarla içiyorlar bugünlerde.. Yine de çok yakında bombası patlar yeni zamların..
Akaryakıta zam olur da "içer yakıta" olmaz mı hiç.. Ve de "tüter yakıta" ..
Bu ülkede iktidara gelenler, içkiye ve sigaraya zam yapmazlarsa bütçe sahibi filan olamazlar.. En birinciye kaynakları onlar..
Rahmet üzerine olsun Turgut Bey de öyle yapardı.. Üçbeş günde bir içkiye zam..
Şimdiki ferman sahiplerimiz, kendi söylemleriyle AK Parti devletlüleri için de öyle.. Nasılsa seçmenlerinin içkiyle ilişkisi yoktur ve o halde "Domuzdan ne kadar kıl kopartılırsa o kadar kardır.." faraziyeleri..
Oysa sahi bilmezler mi, kendilerinin en birinciye kaleleri Konya'dır, bu işin erbabına göre ve de araştırmalara, incelemelere göre, Türkiye'de alkolün en çok tüketildiği yer de aynen orası..
Abi benim anlayamadığım "Mekruhtur, haramdır, cehennemliktir.." diyorsun, ama ondan gelen vergilerle deliklerini örtmeye çalışıyorsun..
İçip, vergiyi ödeyenler cehenneme, saltanat kayığında oturup cartcurt edenler cennete..
"Turgut Bey de öyle yapardı.." dedim ya..
Öyle zamların birinden sonra, oturup koca bir kitap yazmıştım.. Ve önsözü aynen şöyleydi:
"Turgut Abem ve şürekası, yine yaktı kuruttu 'akşam sefaları'nı.. Oysa onlar benim en çok sevdiğim çiçekler.. Balkonlarda, bahçelerde, camlarda, pencerelerde, gecenin hüzünlerine kafa tutan o renk cümbüşleri..
Koklamasını bilmezseniz kokmayan, seyirlerinin tadına varmazsanız seyirsiz akşam sefaları..
Şimdiki kocamışlığımızın üzerimize gelip oturmadığı geçmişte.. O hep otostop yaşantımda derdim ki 'Nasılsın?' diye soranlara: Çiçek gibi.. Tam tekmil bir akşam sefası.."
Yani ben essahtan öyleydim, şimdilerde artık yok o ülkede.. Ben bir zamanlar.. Hep bir akşam sefası..


Akşam sefası denilen çiçek..
"Akşam sefası" acayip bir çiçek.. Nereye ekersen, orada bitiyor.. Kendine özgü ayrı bir zemin aradığı hiç yok.. (Aynen ben fukara..) Nazlanma, böbürlenme arama.. Su, güneş olsa da olur, olmasa da.. Üstelik süs bitkisi fasilyesinden.. Gerçek adı: Mirabilis Jalapa.. Yani Latince' sinden..
"Ah o akşam sefaları.. Gündüzleri uyuyan, geceleri yaşayan o başka bir türlüler.. Bilenler bilir.. Akşam sefaları gündüzleri sevmezler pek.. Öyle içlerine kapalı, boyunları bükük, sersem sepelek geçirirler bütün gündüz vakitlerini.. Vakta ki akşam basar, o zaman kıpraşmaya, cıvıl cıvıl olmaya başlarlar.. O sümsük halları gider.. Dikilirler ve başlarlar çiçek çiçek açmaya.. Renk renk.. Diğer çiçekler uyumaya hazırlanırken, onlar geceye alesta.." (Ula bunlar benim karındaşlarım olmasınlar sakın?)
Var mı yafu ağalarım, beylerim rakıya bu kadar zam? Ha, var mı? Ben fakirin fikrini soracak olursanız, eğer bu rakı ve benzeri türlerin böylesine bıktırıcı ve çok sık zamlarına, önce kadınlar baş kaldırmalı..
İlk isyanlar onlardan gelmeli.. Çünküm "Neden?"
derseniz, sözüm meclisten dışarı ama, içkiyi erkekler içer iç mesine de, gerçekte yararı, faydası kadınlaradır da ondan..

İkramlar bitti..
Neyse.. Bayram, mayram, içki başı etmeler, falan filan ama hiç kulak asma.. Tadı, tuzu pek yok.. Eski adetler, alışkanlıklar, töreler de çoktan bitti.. Ki en belli başlılarından biri ikram denilen müessese idi ve tekmil tükenmeye yüz tuttu.. Yakında masal gibi anlatılır artık..
Günümüzde içenler de hep kendilerine içiyorlar.. Yaralı parmağa işeyeni hiç arama.. Sigara için de aynen..
Bırakın Marlboro'yu, benim ilk göz ağrım, köhne "Bafra Maden" sigarası bile zulalarda.. "Yak bi sigara.." lafları "Mazi kalbimde bir yaradır.." oldu çoktandır..
Ama bunun sinyalleri 1520 yıl öncesinden verilmişti.. Görgü tanıklarından biriydim hani.. Kimselerin kimselere zırnık koklatmadığı zamanların başlangıcı..
Masalardan masalara, temennahlarla, süslene püslene gönderilen ikram meyve tabakları, rakı şişeleri artık eskinin eskisi oldu.. Rüya gibi, hülya gibi bir anlatılar.. Sadece anlatı.. 1520 yıl mukaddem, yani öncesi bir zamanlar olmalı..
Bir kış vakti, tekmili birden kuşbaşı bir kar..
Ben sefil, sahil yolundaki çurçur meyhanelerinden birinde 56 kişilik bir masada demlenmekteyim.. Etrafım tekmil seyirlik.. Ve içimizden birinin bardağındaki rakıyı önce koklayıp, fırtığını aldıktan ve iç cebinde bağrına bastığı küçük bir paketten çıkarttığı pastırma dilimlerinden birini ağzına attıktan, alelacele yuttuktan sonra, hepimize çektiği nutku hala hatırlarım:
"Kim ki bu tarafa sulanır, pastırma ister, ağır konuşur, kalp kırarım ona göre.. Ziram bu mereti bizim de bir daha ne zaman yiyeceğimiz belli değildir de ondan.."
Şimdilerde o tarz bir dünya görüşü had safhalarda.. Ramazan, bayramseyran tamam da ikramlar da bitti artık..

Bayram balıklaması..
"İkramlar bitti.." dedim ama, kendi hesabıma tövbe yalan.. Cağaloğlu Hamamı'nın hamamcısı Faris, bir kurye ile kuşbaşı şiş haline getirilmiş bir palamut ve de halis torikten yeterli lakerda, bir de füme edilmiş likorinos.. Yanlarına bir de Efe Rakı koyup, yollamış..
Biz sacayağın üçüncü ayağı Özkan Şahin, koca bir kalkan balığı.. Dişi ve ciğerleri ile yumurtaları bir tamam eksiksiz.. Bende kolesterolün sıfır olduğunu bildiğinden.. Aynı zamanda Bağdat Caddesi'nin Divan'ından tatlı çeşitleri..

Loğusa şerbeti..
Ve ben bir bayram gecesi, içim dışım çorak toprak, yanım yörem hastalıkölüm, o rakının kıçına vurdum..
(Babaata zamanından bildiğimce, o tarihlerde rakı şişeleri mantarlı olurdu.. Merhum peder, bir küçük rakının dibine peşkirler filan kor, oradan vurarak tıpayı dışarı almaya çalışırdı.. Çocuklar, çocukluklarında gördüklerini pek unutmuyorlar nedense..)
Benim, "Rakının kıçına vurdum.." deyişi o anımsadıklarımdan mülhem.. Efe Rakı'da rahat açılan bir kapak, ancak bar, pavyon akıtımı bir kurgu.. Öyle bardağa lakurlukur bir akış değil, damla damla..
Bir ölçü koydum, özelim olan bir bardağa.. Bir ölçü de su.. Haramı helali karıştırdım anlayacağınız.. Bende, bu elemana buz hiç yazmaz.
Önce bir koklama faslı, sonra bir fırtık çektim.. Bir ağız içi yuvarlamalar, hassas noktalarına dil vurmalar ve yuttum..
Iııhhh!.. Beni, bencileyin kişileri bozar arkadaş.. İçimi hoş, rahat.. Amma velakin tatlı.. Kadın, kız içkisi.. Ben diyeyim "Ahududu likörü..", siz deyin "Loğusa şerbeti.." .. Çok eski alışkanlığımız, zehir-zıkkım bir saf ispirto tadı hiç yok..
Uymaz.. İçimini, biçimini ayarlayamayız, kola gibi yutmaya kalkarız, bu yaşta kıçımız önümüze düşer ki hiç yakışmaz..

***

Ehhh dert etmeyin yılbaşına kadar sabredin.. İçkiye, sigaraya, doğalgaza, elektriğe, ona, buna, ıncığa, mıncığa zam yapılacak ama bütün zamlardan altı sıfır silinecek nasılsa.. Her şey ucuzun ucuzu olacak.. Simidi kuruşa alacaksınız..
Banka kredi borçlarınız, anında milyarlardan, liralara düşecek ve kiralarınız hakeza..
Kasaplarda et, şarküterilerde çocuklarınıza çikolata, kuruşla..
Ama kapkaççılarımız, acımasız çocuk canavarlarımız tonla..
Geçmiş bayramınız mübarek ola..
Fax : 0212 2815840
GÜNCEL
Dehşet-1 Dehşet-1
Karısını çamaşır makinesinin kablosuyla boğarak öldürdü
Konya'nın...
Cinayet gibi ölüm
Alemde cinnet:4 ölü
Üniversiteli kapkaççı
Hostes ölümden döndü
Öldüren horultu!
En güzel kamyoncu
SPOR
Haydi Haydi Türkiyem
2006 yolunda kader maçlarımızdan biri. Hedefimiz galibiyet.
Kilit isim Marco
Ocak'a hazırol
Galatasaray vazgeçmiyor
Normal bir maç
Tek yol 3 puan
İnanalım yeter
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
ISTANBUL - Fırtına 14 C,Yağmur 8 C
ANKARA - Kapalı 17 C,Kapalı 4 C
IZMİR - Fırtına 20 C,Yağmur 10 C
ANTALYA - Par. Bul. 22 C,Par. Bul. 13 C
ADANA - Yağmur 26 C,Yağmur 14 C
EKONOMİ
IMKB E: 22,105 D:% -0.37
DOLAR S: 1,457,000 D:% 0.00
EURO S: 1,886,000 D:% 0.00
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
     
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa
     
     
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu